0
Yorum
10
Beğeni
5,0
Puan
434
Okunma
Zambaklar gönlü fırtınayla dokunur esmasında
Velvele gibi bir an gelip geçer
Dökülmüş yaprakların kuytusunda göçümesiyle
Neye gariptir gülmek bu zamanda
Kimin silüeti sendeki izi gah ar iken
Kimin şarküteri bendeki gah bar ı
Bir şaraba vurulayım da
Küfre düşen gafletin ağacındaki ruhun mecaline
Genzi sarkık bir bedduaya
Bir imge bulamıyor sanki dilimdeki sancılar
Gaipten bir şarkı sevilmek içûn
Muştusunda seni bilen diller
Mecnun olmaz mı ey yaren
Soğuk bir gıpta için değer mi köz olmaya
Basiretimin bereketinde
Keramet midir beni mis gibi vakitlere götüren
Hicran ile suratımda eksik bir ışık için
Vicdanında söz ile bağlıyarak cürmune
Ah!
Utanan aşkın kül eylemisse ahiretimin ketum kalmış kalbine
Bir uçurum gibidir taş bağırdı vaveylân
Huzurun boşluğunda bir vehim iken sır ile
Sana kar kalmaz sevdalar
Bulutlar şemse vurgunken gözlerde
Gözlerim akit ile mevt i aşkında deyn kalır
Bir güvercine ayakları haritası sürgün ile
Gömleği dugmesiz
Nar ı aşkında bükülmüş bir mizan sessizliğinde
Vahim ile ölmek neydi sahi
Vicdana küs bakışlarla
Bir bâki sılayla gonulgahinda
Ebrarı kanatsız bırakan
Esrarımda yarım yarım bir türküde seni anmak içûn nakışlarla...
Çakıl taşlarına üfle diye bir fala
Vurgunken cehennemin üşüyen gaibinde
Kapına sığan bir vahdet i vucûtken
bağışlayan yutkunan akl ı esrarımda
Feri inen bir gözden arlaninca yani
Bir çiçek gibi Firuzende
Kurumuş yangın gibi
Eseleyen bir kalbi yudumlarken bahar ı yanık/
Şirke vurgun olmamak diye
Tanrı ;
anadan ûryan gibi
bir ilimlen kendini tanıtırken
dagda bir fındık ağacı
Derede gülmüş bir taş olaydım sana
Gezgin imgeler...
5.0
100% (3)