18
Yorum
0
Beğeni
0,0
Puan
1604
Okunma

şurda
şu ahretlik penceremin ve pervazımın
pervâmın pervâsızlığımın
ve bütün haylazlığımın önünde sana söz.
deniz karadan beyaza
sonra maviye çalıncaya
balıkçıların ayaklarının uyak sesleri
ve tüm yemlerin idam zamanı gelinceye dek
oltayı tutan aya kadar kaygılı
aç balıklar kadar
itaatkâr ve saygılı
bize ne oldu
anlatman için…
bekleyeceğim.
istersen latince anlat
ister’ sen ve gözlerin
ispanyoldunuz hatırladım
nisandı geceydi istanbul’du ay’dı
biliyordum la allegria
saz elli kızın bizim için
dilimize gönlümüze gülerek çevirdiği şarkı
ellerimiz birbirine çivili
mutluyduk hatırladım
kadın uzun saçlı
kızıldı ağzının rengi
yıldız yıldızdı gök
hatırladım
ve senin sağ omzunun başında
çok değerli üç çıbandık biz
öksüzlüğüm gözyaşlarım ve aşkım
işte bizim seninle böyle
gecelerimiz de öldü bir kentin göbeğinde.
ve şimdi şurda
şu ahretlik penceremin pervazının önünde
naz’lığımın pervasızlığımın
ve bütün haylazlığımın ardında durarak söz.
gök maviden karaya çalıncaya
güneş gökten kara’ya batıncaya
gemilerin ve martıların ve çocukların
ve simitçilerin ve kadınların ve kocalarının
sarhoşların hırsızların hırsların
ayak sesleri kalbi kırık şair odalarında
bir şiire uyak düşünceye dek inan
ve sokak lambalarının kaygılı ışığı kadar soluk
ve boş bankların saygılı ıssızlığınca yalnız
bize ne oldu anlat diye
bekleyeceğim.
latince anlat
ispanyolca izah et
rumca ağlat gözlerimin rengini
çaresizliğimi kürtçe kızdır
incil gibi okşa ruhunu
saçlarımın müslümanlığına inat.
kirpiklerin birer pamuk ipliği
boynuma dolanmadan önce
ister geç ister güç ister hiç gibi anlat
hangi dilde susar ki insan bunca severken
annem tam otuz bir sene oldu
konuşamıyor bak.
JD