0
Yorum
7
Beğeni
5,0
Puan
223
Okunma
VURULDUM
Bütün acıları bana verin, ben yüklenirim
Ben ab-ı hayat diye içerim, yani gülerim
Sitem etmek ne demek, hatta sevinirim..
Kar yağışına benzer, lapa lapa vuruldum.
Karda kayan bir geminin kardan adam tayfası
Kar eriyince vardır karaya oturma kaygısı
Üç karış toprakta hapis, yani ölüm tafrası
Ölmeden geçtim sırattan, sessiz sessiz vuruldum
Bir tarihin sesi gibiydi hıçkırıklarım
"Vuracaklar Gülüm" şiirimdeki bir varsayım
Hangi gül, hangi toprak, hangi aşkta soykırım
Toprağa girmeden, katmer katmer vuruldum
Bahçelere girmedim, gülleri koparmadım
Sarı çiçeklere hiç bir şey sormadım
Kafkas kartalına imrendim, ama uçamadım
Yürürken kanatlarımı sere serpe vuruldum
Ölümü bile ölecek kadar bir ölüm gördüm
Ölüm meleğine arzuhalimi kendim ördüm
Bu lisan-ı halime kahkahalarla güldüm
Kalemimi kırdım, kelime kelime vuruldum.
Şiire oturduğum bu yeri rüyada gördüm
Dertleştiğim dostlarımla son kez görüştüm
Kızılcık çalılarına takılıp, yüzüstü düştüm
Ben kendi alemimde sürüne sürüne vuruldum
Bir sarsağan saz çalıyor sazlıkların dibinde
Boynu bükük laleler, sararan güller vardı bestede
Akasyalar yeşeriyordu bu şehrin caddelerinde
Akasya gölgelerinde, yaprak yaprak vuruldum
Şimdi gökkuşağını kuşak yapın, sarın belime
İpsiz bir uçurtma yapın beni, salın gökyüzüne
Yükseklerde uçan kartalla, güneşle aynı yere
Çünkü ben uçamadan, kuralsızca vuruldum
Çığ gibi büyüyor yüreğim, beynimde infilaklar
İçimde kopuyor şimdi kasırgalı firaklar
İki dağ arasına sıkıştırıyor beni ranzalar
Dünyam hapis, avlusunda ben, adım adım vuruldum
Her gece çay içemeye indiğim sahil bomboştu
Deniz eski bir balıkçı kayığıyla beni konuştu
Gönül bu sevdanın ardında kaç sene koştu..
Boş semerle vuslata koşa koşa vuruldum
Yakup KOÇAK/ İstanbul
5.0
100% (2)