1
Yorum
10
Beğeni
5,0
Puan
332
Okunma

O bahar hiç gelmeyecek
Ne bir yılkı at telaşı bozkırda
Ne saçına takılı bir çiçek...
(Yoruldum yokluğuna)
Ki çok geç kaldım gitmeye
Teninden, terinden, gözlerinden...
Üstüme kış yağar ruhumda zemheri
Yudum yudum içerim sensizliğin zehirinden...
Sorsan, bildin mi?
Hangi alın terinde saklıdır teselli
Kimdir sofrasında açlığını bölüşen bir çocuğun
Kim düşürür elinden
Celladın avcunda tuttuğu kıyameti?
Şimdi dualar sahipsiz
İnfazlar yargısız, secdeler arsız...
Ve aşksız bütün sevdalar gülüm
Yara bere olmuş hayat, yaşayan; yar’sız...
Gitmeli buralardan
Bu kinden, kavgadan, kandan
Kırıp dümeni sığ sularından öfkenin
Yelken açmalı kendi hiçliğine insan...
Bir; senim var
Şehirsiz, parksız, sokaksız
Bir; senim var işte
Çaysız, şekersiz, Üsküdar’sız...
Koca bir işgalin ortasında
Kuyusu kazılırken öz yurdun
(Hatırla! Ülkem derken nasıl mutlu olurdun)
Bir; senim var...
Çok... Derin... Hatırasız...
Duyarsan,
Bir fısıltı gelir de kulağına
Cennet vadeden şeytanı
İnanma...
Duyarsan,
Seslenir de sırtından birileri
İşte! Bu’dur çokluğun tek doğru şehadeti!
İnanma...
Duyarsan,
Kutsal! diye bir ses
"öfkeyi kutsa" diyen bir nefes
İnanma...
Bir çocuğun gülüşünden
Daha sevimli değil Tanrı’ya
Ne Mekke, ne Roma, ne Kudüs!...
Beni sen anlarsın;
Bilirsin sızımdan düşeni
Sırtımdan vurup ruhumu deşeni
Ne soysuz yaşanıyor bu dünya, ne kahpesiz!
Yine de yılmadım işte
Bildim ki yarınımda hep acın vardı
Umudun önünde kurulmuş darağacın vardı
Ne yola geldim, ne yolumdan döndüm
İflah olmadım sensiz!
(Susarak dinle beni, yarım kalmış sözüm var...
Bir gün, o gün olursa eğer... Bil ki sevdam mahşerde...Ruhumda saklı o karar...)
-Seyyah-
5.0
100% (3)