3
Yorum
24
Beğeni
0,0
Puan
504
Okunma

güneşin
terine süründü gölgeler
patilerinde sessiz ordular
düz duvara tırmandı kediler
korkak kuşlar geçti kaldırımlardan
kırık kanatlarında filârmonik
sancılar
.......
soğuk estiriyor zaman
sarkık dudağında yampiri yengeçlerin yeni yıl şarkısı
yıkıntılar arasında poyraz güdümlü rüzgâr
çarpık dalları ırgalıyor
bilmem kaç asır yutan toprağın boğazındaysa
bilindik ceset kokusu
sihrini
bozdu
ölümlü dünya
bütün s ı r l a r deşifre
mantalitesi bozuk yaşamın
kıvrık saçları ense kökünden çekildi
kelleşmiş tabiatın yüzünde habis yumrular
“yaprak dökümü” mevsiminden geçiyor
u y u y a n insanlık
......
nice yıllar
nice ülkeler eskitti takvimler
aşina yollardan nice kardan adamlar
naylon kadınlar geçti tozlandı körpe umutlar
raf ömrünü tüketti i y i m s e r l i k
alıç dalından düştü sakar çocuklar
mızmız parmaklarında sanal kahramanlar
“destansı yalnızlıkları “ metal ayaklarına zımbaladılar
sonra gülümseyerek “karanlık bir gün gelecek ”
rap ş a r k ı l a r ı y l a çoğullaştılar
oysa
herkes
her şeyden uzak
soğuk camlara hohlayan nefes gibi bîtap
kabuğuna çekilmiş kaplumbağa kadar tedirgin
diline kilit vurulmuş düşlerin arka bahçesinde
güneşlenen gölgeler gibi k ı s ı r
.....
ve
insan
bir kendine dönük
bir kendine vurgun
sırrı dökülmüş aynalar gibi ya n s ı t m ı y o r yüzeyi
hiçbir g e r ç e ğ i
........
,
ayşe uçar
11082024
22:01