5
Yorum
22
Beğeni
0,0
Puan
586
Okunma
"Çünkü zaman asla yakalanamayan bir hırsızdır ki insanlardan yüzünü ve sözcüklerini çalar,yerine eskimiş tozlu bir resim bırakır artık kimsenin bakmadığı ve ilgilenmediği bir resim"
uzağındayım ışıkları yarıya inmiş bir aşkın
suskun hasretlik dolu bir özlemek
hani cayır cayır yanarken
etrafına sıçrayan telaşlı kıvılcımlar olur da anlatmak isterse sana kendini
faytonların mutlu çocukluklar taşıdığı
nehirlerin yeşilinde maviyi kucakladığı
yollarıma seni soruyordum
sen bana kalp kırığı hurdalar taşıyordun
çocuktum kadındım insandım
acının oluğuna birlikte düştük
çocukluğumun her sorusuna
acının üstün geldiği
ezici çoğunlukta cevaplarım vardı
- burası çok acı kokuyor teyze
bak yavrum şu yerde gördüklerin
mutlu anılar taşıyan faytonun
tekerleğine takılmış mutsuz kalpler hurdalığı
şu köşede terkedilmişliği üzerinde kokanın
yıllarından yıldızı çalınmış gece geçmiş
bu yüzden sönük bakışlı
ayağının dibinde bir tarafı ezilmiş olanın
üzerinden çalıntı hisler tırı geçti
rengi griye çalanın ve gözleri geçmişin tehditkar hüznüne takılı kalanın hastalığı
durmadan ödün vermek , hırsızlara bile
ağustos sıcağında buza kesen donuk
sarılma sıcaklığı görmemiş
fazla sevmenin şımartıcı bir güç olduğuna
İnan failler tarafından kesilmiş damarları
en altta kalanın adı iri
o kadar çok sevmiş ve inanmış ki
her sevdiği bir parça ihanet bırakmış
görüyorsun çocuğum
yerdeki kırık kalpleri
her birinin bir hikayesi bir çok faili var
elimde sihirli hislerimle
önce failleri bulup sonra kalpleri onarıyorum
gökteki tüm yıldızlar parmak uçlarımda
güneş sevdalı bana