2
Yorum
18
Beğeni
0,0
Puan
610
Okunma
gün yalınayak telaşsız salınırken
görkemli düşlerimin dalgalarında
kelepçesiz hallerini sevmiştim
nefesinin tenimde soluklanışının
dışarda olup bitenlerin penceresizliğinde
dizginlenemez öfkelerimin
ayaklarına kapanmış haysiyetiyle
çaresizlik taşıyor kendine ifade
yıl asır ...
hadi kalk yürü adımların sayıklarken
kaç milyon inancın putlarını yutmuş tanrıları
tanrılar huzursuzluğun emrine amade
bağırıyordu
sevmenin yenilmek
inanmanın yanılgı olduğunu
yanılmışlığımın gölgesine sığınalım
tanrılara inat
kurmuyorum artık
vakitlerimden sessizce geçişini
meteliksiz hislerin anlamsamalarını
ve sevi boyu özlenmeyi ...
özgürlüğüne daldırıyorum elimi
boşluğun derinliğinde
anlamın önemi yırtılıyor
gökyüzün çarşaf çarşaf asılıyor ruhuma
ruhumsa deliliğine takılmış teneke yaygarası
her yaygara bin özlemek
şimdi ağlarsam gözlerimi yağmur yutacak
beklemenin can sıkıntısı
odun taşıyacak sıkıntıma
miladımdan önceye düşen suretinin
sicili bozuk aşkları
sana anlamandan uzak
kendini beğenmiş melankolik aşklar
doğuracak
kaş altında düşler biriktirip
bıyık altında şiirseyeceksin
iyi niyetlere giden sevdalar bozulmuşsa
üstelik kendine de iyi gelmiyorsa
hiç bir zaman
zamanın ilacı nerede ?