0
Yorum
1
Beğeni
0,0
Puan
130
Okunma
Papatyam!
Sen gidince kurudu hayat damarlarım, hecelerim
Yüreğim çığlıkta olsa da sustu, lal oldu dilim
Gözyaşlarımda boğulan hıçkırığımla
Şimdi her şeye inat tutunuyorum, vuslata dek hayata
Hüznüm karışır sessizliğimin uğultusuna
Yıprandı kirpiklerim, kurudu göz pınarlarım
Tebessümlerimin yitikliği yansırken geceye
İçimde kalakaldı yorgun yüreğimin solgun bakışları
Ayrılığın hüznü ile çürüdü gurbetinde
Ben tükenirken usulca pörsüdü her yanı yüreğimin
Özlemin yağmur misali sağanağa tuttu beni
Yandı her damla da içim
Belki suskunluğun bedelini ödetiyor aynalar
Onlara her baktığımda vuslatımız vuku bulana dek
İçimde bu iflah olmaz alev terk etmeyecek benliğimi
Sen diye yanan şu yüreğimin sancısı artar her an
Ve ben sancıların konakladığı yer olurum
Şimdi suskunluğumun son nefesinde kaldı
Yüreğimdeki heceler
Benliğim, ruhum, bedenim, damarlarım kanar
Yüreğim bu can da sızı içinde kahrolur
Erir yavaş yavaş ömrüm
Ama biliyorum insafsız bırakmayacak beni
Sarıvermişken dört yandan
Duygularım siyah bakışında kalacak güzelim
Ve gurbetimin yanıp çığlığı ile son bulacak sensizliğim
Biliyorum, gecenin zifirisine karışacak
Senin ismini soluyan nefesim
Dokunacak belki geceye titreyen sesi yüreğimin
Yorgunum, anlatmaktan değil susmaktan
Yaşamamaktan da o kadar çok yorgunum ki anlatamam
Biliyorum, suskunluğumla suskun olacak bu gece…