Efe’m
Sallayıp durmayın
Şu salıncakları, boşu boşuna
Uykumuz gelmemiş mi henüz

Gaz verip de yormayın
Şu ellerinize , ayaklarıniza
Tavlasak mı olmaz ses yapar
Pullasak mı durmaz renk çarpar

Şöyle dışarı atsak da mı atsak
Varlıklardan, yokluklardan
Camlardan
Kendimizi arada, meydanlara
Yollara, kaldırımlara
Duvar yazılarından
Grafiklerine kadar akarken
Kuşaklararasından
Adımlasak ziftlerden, asfaltlara
Çimlerden, çayırlara, parklara
Yürüdükçe hızlansa mı
Hızlandık koşarken, çoban
Nefes nefese
Kıran kırana
Zamane mi zamane, divane

Bir yanım
66 lık baby boomer, faslı
Nazlılığı, inceliği, hassaslığı
Bir tarafımda
45 lik X mudu, inadı ve sonatlarında
Bir taraflarımda
Z lerden gizemli zeminlerde
Temmuz gecelerinde yapış yapış
Sıcak mi sıcak
Flarmonilerinden
Kaynayan Y lerden denklemlerde

Eksilerden
Nötrlere
Çekirdeklerden
Çiğdemlere
Haşlanmış, közlenmiş
Mısır mı, püskül mü, cepler mi
Artılardan, dilimlere, çeyreğinden
Finallerde…

Bu yüzden, her gece
Ben…
Mir bir kelam
Dercesine…