0
Yorum
8
Beğeni
5,0
Puan
246
Okunma
Uçsuz bucaksız dağlarda süzülen Kartal;
Beni, çorak ruhumu, kırılmış kanatlarımı gördü mü?
Kor yüreğimdeki acılarımı, özlediğim babamın yoksunluğunda
Namusuma söz söyleyenleri,
Bir zamanlar yoksunluklarında beslediğim kargaların
Aç gözlülükleri içerisinde yuvama, canlarıma çökmeye çalıştıklarını
Gördü mü?
Dişimle tırnağımla kazıdığım, toprağa ektiğim
Mısır tanelerine el uzattıklarını gördü mü?
Siyah, sarı kargalar, “Yuvamda”, her daim açık gönlümde, kapımda,
Acılarımda varlıkta var, yoklukta sevinçle zil çalıp oynayan,
Üzüldüğümde bir dansöz sevdasında
Yürüdükleri yolları kirlettiklerini gördü mü?
Ah be Dünya, sen; tırnağınla kazıp yaptığın yuvaları,
Ellerinle kazıp darı ektiğin toprağını anlamayanların yalanlarında
Namussuzluklarında acıyla kıvranır,
Kartalın sonsuz gücünde sabrıyla yeniden doğup
Yine de inançlarında kirli beyinleri, asıl namussuz dansöz kıvrımları
Hor görmeyerek zavallı insancıkları anlamaya
Onlara bir derman olmaya çalışırsın.
Ey mutsuz, boş amaçlar ile uğraşan insanoğlu,
Bu boşluğun içerisinde güzelliğinle örttüğünü sandığın şirretliğinde,
İçsel nefretinde her daim şiddete meyilli çığırtkanlığınla,
Şizofren, kıskanç duygularınla karıştırdığın ortamlarda
Kartalın toprağı, suyu dost bildiği evrende;
Sen yolunu kaybetmiş bir zavallı,
Dost kalpleri yok edici bir nesneden başka,
Kalpsiz bir mikro-organizmadan başka ne olabilirsin.
5.0
100% (2)