1
Yorum
17
Beğeni
5,0
Puan
312
Okunma
Dünyanın müşgülünü umursamazken
Gecenin karanlığında kaybolmuşum
Yazmanın sihriyle dolup taşarken
Aklım uyuşmuş yolu unutmuşum
Sesler sıraya girse de ahenksizce
Ben bir nota bulup şarkı olmuşum
Kelimeler uçuşur odanın her köşesine
Dize dize çoşup şiire koşmuşum
Kavgalar bitmez, sınavlar bitmez
Yokuşları, çıkarken yorulmuşum
Ellerimizde kalan ümitlerle inilmez
Yuvarlanmaktan korkmuşum
Kozasında saklı bir ipek böceği
Nasıl dışarı çıkabileceğinden emin
Bense çoktan kapattım pencerelerini
Yarıda kalan hayallerimin…
2013 Koza Şiirim
O zamanlar
Hüzzam Makamı, mahlasını
Kullanırdım
Ondam mi rahattım yazarken
Bilmem ki
İnsanın kendi ismiyle
Yazması bile
Bir ket sınır oluyor da
O duvarları aşmak
Şura dursun
Yaslanmak, ifade etmek
Dokunmak, duyabilmek
Yasakmış
Sevmek de günahmış
Hem
En büyük günah…
İyice kavradım
Uzunca bir savunma
Yazardım, eklerdim ama
Gerek yoktu
Özlemek, öz’lemek
Bir yanlarımızı çarpıtıp
Yakmasın…
….
Buralarda yollarda
Dut ağaçları çoktu
Gezerken geçenlerde birkaç
Dolduru vermiştim avcuma
Hem dut yaprağı görmek
Öze dönmek demekmiş,
Benim aklıma
Yüreğime,
O ipek böceklerim
Gelirdi de
Gene eskilere mi gideyim dedim
Parmak uçlarımda
Bir kelebekle
Sonra dalıversem
Şöyle bir tarlaya
Hani erik de yemeyi sevmem
Karşıdaki
Evin hanımı bakmasın mı
Pencereden, perdeyi
Çekerken
Ne güzel sohbet
Edecektik, dertleşecektik
Kadın kadına
Utandırmadı
Sağolsun hiç, selam ile…
5.0
100% (11)