9
Yorum
29
Beğeni
5,0
Puan
468
Okunma

Bu şiirin hikayesi mi ?
Gönlümdeki ayrılığı
Senden sonra
Külümdür benim savrulan akşamlara
Pas rengi zindan türküleri dilimde
Senin mi, benim mi davam ki zulüm ?
Yakarışlarım kar etmedi semalara
Bilemez kimseler hicranımı
Sessiz çığlıklarımı duyamaz
Gözlerimdeki nem, kalbimi daraltan umudum
Doğuşunda bir gün güneşin
Yakan sessizce en büyük yangındır
Ayrılığın
Bilmeden usulca gidişin
Uçurumlar açmıştı gözlerimde
Hıçkırıklarıma gazellerini döküyordu sessizce
Sonbahar
Güvercin konmayan avlularda
Çekingen ve ürkek adımların
Kaç bahar çiğnemişsindir kim bilir
Adımlarını saymışımdır düşlerimde bilir misin ?
Sen günleri, ayları saymaya başlarken
Ben ağlamaya hazırlanırdım her akşam
Minik mektuplarını okurdum , seni yanımda sanıp
Yüreğim, yıpranan akşamların masal köşesi
Aynalara yansıyor kederli bakışlarım
Ne yapsam da ; bitmiyor şu gönlümün hasreti !
Zaman geçiyor, ben yıpranıyor bitiyorum
Şarkılar sana, ayrılık bana, gözlerim yağıyor geceye
Bir ben dostmuşum kendime... anladım gidişinle
Yorgunum... sonbaharı dinliyorum
Senden uzak, kimse yok kendime... sen yoksun !
Nefessiz kalmak buymuş demek, ayrılık rüzgarı
Bir yağmur yağıyordu.. gökler gürültülü
Düşünüyordum ; senin oralarda da var mı yağmurlar ?
Korkular sarar mı içini üşürken bir de
Yüreğimde korkular
Sırılsıklam akşamlar... geceler uykusuz
Bir de sensiz !
Şarkılar dinliyordum
Bir de ağlıyordum
Gel ey hasretimin türküsü !
Gel, kimsesizliğimin kimi
Yorgun başımı kurtar bu taşlardan
Yalnızım, sensizim, uykusuzum
Ne elimden tutan var
Ne dost bir yüz
Gece ıssız, gece sessiz
Her gölge bana korkulu heyule !
Üşüdüğünü düşünüp, donuyorum bende
Buruk bir acı çöküyor içime
Günay Koçak
26. 05. 2024
5.0
100% (17)