5
Yorum
29
Beğeni
5,0
Puan
417
Okunma
ATEŞ Mİ DAHA ÇOK YAKAR
AYRILIK MI YÜREĞİMİ
Ne zaman ki bir hüzzam şarkı kulaklarımda
Bir yığın gazel döküyordu sonbahar, bahçeme
Duvarlarına nasıl notlar yazdığını hatırladım
Neydi o an içinden geçen, acıyı gözlerinden
Çizip hüznün hikayesi sanıyorum bilmeden
Kaç çığlığı kaç çizgide birleştiren
Bilmeden zindan tutkunu akşamların ıstıraplarını
İçimdeki hasrete ağır ağrılar
Ve, martı ölüleri yükleyip gidersin
Sonra ayları yılları nasıl, hangi yaşlarımla
Geçirdiğimi aldırmadan karşımdaki gözlerin
Benim içimin ağıdına... höpürdeten kahve dolu akşamı
Aldırmıyordu zaman ; gazellerini döken sonbahara
Akşamdan başka dostu olmayan bana
Korku dolu duvarları yumruklayan ellerime
Verilen sadece ayrılıktı ... bir de gözyaşı
Gömülürdüm kitap dolu bir akşamın sessizliğine
Kitaplar arasından çıkan mektuplarına
Onunla yeniden yeniden döndüm mazime
Yüreğimdeki gam kuyularında kimler vardı
Deniz durgun ve sessizdi yine
Bir yangın gecesi kalbimde bilemediğim acılar
Sonra beklemekle geçen bazen sabırlı, bazen isyan dolu !
Kahırlı geceler...zindan geceler... sisli sabahlar !
Uçurtmalar uçuyor özgürce, çocuklar hep mutlu
İzbe bir evdi sensiz, hep izbe sandığım
Yazdığım mektuplarım tutuklu duvarlarında
Sayfalarında kaç göz gezinmiş o akşam
Gelmeyen özgürlüğün hayaliyle yaşadık yaşıyoruz
Sen... sen... neredesin, bilemem ki orayı
Elli yüz kişiyle paylaştığın
Güneş’i avluda atarken voltaları
Neleri düşünür
Benim düşüncem mi ?
Hayalim hep seninle
Düşlerim yalnız sana ait
Başım ağrıyor yine
Bütün dillerde aynı mı bilmem
Bu acı bu hasret !
Gidenlerin ardından
Güneş batıyor akşama
Koyu bir karanlık düşer yüreğimin soluna
Ağıtlar çöker kalır geceme
Şarkı olur geceler yine her zamanki gibi
’’ Geceler yarım oldu ’’
’’ Ağlamak karım oldu ’’
Günay Koçak
11. 05. 2024
5.0
100% (16)