0
Yorum
8
Beğeni
5,0
Puan
308
Okunma
Her gece yatmadan önce
Bir rüzgar eser bekar odamın penceresinde,
Sessizce.
Sert dallar dokunur sıvasız duvarlarıma
Bir kitaplığım çarpar gözüme,
Bir kara çaydanlık,
Bir küçük çerçeve.
Eskiciden alınmış köy tablosu,
Fırça darbeleri hazince.
İki köylü çocuğun yürüyüşü
Usul usul, ince ince.
Ne ressam keyif almış
Ne çocuklar, fikrimce.
Biri kız biri erkek
Biri hafif kilolu
Diğeri ondan ince.
Bir kasket var başında
Sırtında abası
Yarım yamalak kesilmiş pantolonu
Islanmasın diye suya girince.
Kızın saçları sarı,
Ve kırmızı elbise,
Ne suyu incitmiş
Ne kendini, yürüyünce.
Aferin ressama, işte bu dahice!
Bir elinde uzun çubuk,
Diğer eli gizlice.
Üç beş de ördek var
Biraz meraklı biraz ürkekce.
Aslında heybetli de sayılır
Gölgeleri kuyruğuna değince.
Bir de ev var uzakta
Duvarları beyazdan
Çatısı yeşilce.
Ne penceresi açık,
Ne bacada duman var,
Bu da ayrı bilmece!
Garip bir bıkkınlık var
Yorgunluk, tahminimce.
Ben yine de her zaman
Evimde misafir ederim
O çocukları, kendimce.
Ne ressamı tanırım ne çocukları
Onlar beni tanır mı?
Tanıyorlardır bence!
Yoksa her gün her gece
Dururlar mı burada
Ben bile dört duvara
Kısılmış, çaresizce.
Ne tanrıya gücenirim
Ne ressama.
Onları böyle sessizce
Beni de kimsesizce
Her neyse
Bu biraz densizce!
Yine bir rüzgar esti pencereme
Bu sefer az durdu
Anladım ki öylesine, sebepsizce.
Ismail Taha Çelik
5.0
100% (6)