0
Yorum
4
Beğeni
0,0
Puan
362
Okunma
Toprağa gebe bir sözcük ülkesi kurdum
Kemikleri altında başaklar açan bir şiire ekmek olsun diye
eteğini toplamışken bir mavi
Kundakta bir damla su ile
Kaç fersah sülale bekler kıyametimi
Şuurda k/ayıp bir saat ile
Taşırken kalbime dönük korkuları
Karantinada hecelenen satırlar
Bir akrebe gamzedir
Kendini yeğleyen
Aynada silûeti varken karanlık örtülerin
Yol; bir ağaçta kemik aramaksa
Dağınık düşüncelerle
Seni sevgiye emanet ederken
Yolcu yeşile mavi çalarken
Yani bir vakte nakit giyinmişken
Ölmek varken
Toprağa gebe bir sözcük kurmak için
Bekleyişler un olur
Gözlerimin gönlügârında değdirmez bir güneşi
mühlet vermişken bir yâre
Işıklar aynada seni özlerken
Kaç fersah unuturken kendini gözlerimin ahiretimde
Babalar cehennemde oğullarını
Oğullar cehennemde annelerini nasıl beklerse
Ve bir delinin zırvanalarında eğilmemişse bir zaman...
Akdi akdi vurgunken
Aşkın dili lâlken
Ölmüşse bir bulut güneşten özürlü
yoksun kalmışken bir bu/kalem/un
Aslından ve de imanıyla düşlerken bir şiiri peydahlamak ne zormuş mûtâlaa ederken seni...
Gezgin imgeler...