8
Yorum
41
Beğeni
5,0
Puan
683
Okunma
kalbimi naftalinleyip
çektim gözlerimin nemli perdelerini
külünü savuramadığım an’a bastım yüzüm tuzunu
ilikleyemediğim yakanı gerdanıma iliştiriyorum şimdi
sorma,
sorma neden...
cevabı olmayan ıhlamur kokusu işte..
sindi yine sineme sindi az biraz
yoruldum sana çıkan yolların
çelimsiz, cılız sekmelerinden
vardıkça gölgende kaybolmaktan
yoruldum inan yoruldum, yoruldum
belki diyorum belki,
koşsam, koşsam düşer miyim
kim bilir ..belki de “belki”lere takılır
bırakırım elzem kokunu ruhumu ezen dallarıma
Ihlamur ağacı diyorum
senden sonra kekremsi acılar sürüyor genzime
"canım acıyor, acıyor canım”
demişti, sahibini yitirmiş o mağrur gözlerim
boğma, boğma artık imgesel düşlerinle beni
Ihlamur kokusunda gitmiştin,
gitmiştin ardın sıra kokusunda ıhlamurun
şimdi payıma düşen bu gecede
kokuna sarılıyorum geceye üşüyen, titreyen
gözlerim soluksuz,
gözlerim ki az biraz yaşamak feri
sorgusuzum çokça sualsiz
hiç bir heceye iliştiremiyorum düşlerimi
kirpiğimde asılı bir bulut ha döktü ha dökecek içini
korkuyorum kıyılarıma vuran dalgalardan
bulandırıyor zihnimi çekiyor beni girdabına
ve sen,
ıhlamur kokusuna hapsettiğin gün beni
yüreğimin yağmurlarını
özlem kokan sayfalarımda mühürledim ve
hüznüme lal olmuş dilim susmayı öğrendiği an
işte o zaman, her şey olabilir, olabilir çok şey
adı prangalarında yaşa(ma)mak olan
köklerimin esini, nefesini bırakmak gibi...
~°~
~°~
~°~
5.0
100% (18)