0
Yorum
0
Beğeni
0,0
Puan
896
Okunma
uzaktan çok uzaktan gelen atlılar gibi koşaken ayakların çarptığı yerde sen var
renklerin arasından kıvrılan tan vaktinde devrini tamalayan gün dönümüde sen var
çoğul düşlerde açan karşık umutlarda yeşeren yapraklarda bir bahar da senden var
aşılan tüm yolların türlü engebesinde kırılan nefeslerin tellerinde busen var
çığlık çığlığa düşen çığ hali susuzlukta senle kin parçalayan ruhumda fışkıracak
her seste adım adım kadim aşklar anlatan nur selin de tenimi çatlatarak kıracak
zamanın tünelinde trenler kadar yalnız zamansız söylemlerde etrafımda olacak
dönem dönem çekilen sularda dahi bilsen, adını haykıracak sessiz bir semazen var
duru nehirler kadar içilesi muamma dokunsam kirlenecek diye her an korktuğum
ve neşesinden ödünç aldığım yaşamların içlerinde huşuyla içlemeden aktığım
evreni aydınlatan sade tonda aşklardan bir buket kar bularak ateşini yaktığım
kıyısı köşesinde kıvrılıp gülümseyen tatlı yüzlerde dahi sen de doğan insan var
çivili gökyüzünün çivili yeryüzünün temelindeki renkten kopan hayatın adı
sana ulaşan bir ben yarıyor kainatı gözlerinin içinden çıkararak muradı
alıyor engininden sıyrılıp zaman zaman sana doğru koşuyor secdeleyip biatı
ve an ki bilinmeyen bir resim yükseliyor sana senden olmayan bir ben filizletiyor
*
sihri doğasına doğru ulaşan sesimin, nefesinin katre katre doğmasıyla birlikte
evren boşluğuna çarpa çarpa göz kırpa kırpa düşüşünü izliyorum
dudaklarının arasından...
seni zikrediyorum
şükrümün tepesinden
fikir bulmacamda beliren harflerden sen yürüyorsun
gün aklımın içinde kalbimi sayıklıyor
düşünme öğretimden eğreti tılsımlar yücelerde dişlilerini çeviriyor
zamanı durduruyorum seni kuruyorum evren saatine
ben dönüyorum etrafında gün gece
akıl kayması
ve depremler
sustu sesi sisli sinenin
önemli ve nemli ellerinin
arasında parmak uçlarım
bukleli kurdelalı duruşmada
yargılı duruşumla ben
sen
biz
çapraz tüfek duruşuyla öpücükler
kılıç korkusu duyan tenler
kir soyunmasında
kralız
kur yanmasında
soytarı
kısa günün karı turlarda
dönemeçlerde ilkçiliklermiz
oluk oluk köşelerde sevişmekteyiz
akıl? zeka? zihin? kalp? iksir? kimya?
aşk önerme
zaman uyarma
denkleminde doğa bizi doğurur..
başladı
bitti
sus
Mehmet Nusret Poyraz