4
Yorum
0
Beğeni
0,0
Puan
1410
Okunma
gecenin kasvetli yüzünden sıyrılan gelen o ince düşün ellerine sarıldım ve baktım etrafa etraflıca
İLK ÇAĞ
tuttum ruhun alevinden sardım günü öylece
bir bilmece sundum sırra, elimden geldiğince
cevap verdim in kaleme girdim az incelince
mağaramda asil ruhlar beni selamladılar
yazamadım karanlığı parmağım kırılınca
ateşi bulmak değildi bizi yüceleştiren
bir hayali yaşatmaktı bizi geceleştiren
gündüzü yetiştirmekti bir filizin ardına
doğayı sarmalamaktı çiçeğin muradına
insan büyür
insan yürür
insan ölür daima
sevketmeli insanları erdem kılan her ana
kadını erkeği alıp anlatarak sevmeyi
yaşatarak bir yuvada hissettirip tutkuyu
farklılıktan renk bularak bırakarak tıpkıyı
nefesleri dirltmeli ögretmeli herşeyi
ORTA ÇAĞ
şatomun sivrilen ucunda sevişmek göklerde
izlemek bütün evreni izleyebildiğince
ya da bir tarlada mabet kurup dua ekerek
bir kadına şapka sunup aşkı ilan ederek
sevmek içten geldiğince dönemin önemi yok
tutkular aynı tutkular, kadın erkek hep aynı
söylenenler, söyleyenler söyletenler hep aynı
sevişmenin tarzı bile değişmedi hep aynı
çocuklar askılı montlu koşuşurlar yollarda
at arabasında madam matmazellerde şehvet
bizim osmanlıda mendil örtülünün meramı
asyada kadınlar uzun şapkalarıyla şevkte
çekik gözler tütsü yakıp geceyi getirince
kısa boylu çu yang aşka tutunup savrulunca
üçgen çatının altında sevişmeler hep aynı
americo yamyamları bizlerin deyişiyle
biraz abes giyinirler içlerden geldiğince
kadınlar külli çıplaklar erkekler geldiğince
fakat ruhları değişmez giyinmek önemsizdir
kuru sıcak bir aşk pişer dudakları nemsizdir
öpüşürken avuçları dokunurken ensizdir
onların kalbine göre sevişmeyen dinsizdir.
YENİ ÇAĞ
zaman geçti devir geçti
yıllar yılları biçti
büyüdüm öldüm dirildim
koskoca çağlar geçti
bir zaman ki insanların ruhları cebelleşti
tekrar doğdum ve baktım ki kalemler aynı kalem
düşler hala muhterem
insanlar hala elem
ve umutsuzluk içinde öte güne devrilen
bir asi deprem olmuşlar
yıkılmaktalar hala
anladım ki zamanların ögrettiği daima
uyumak uyanmak uyumak...
bir aşk kaldı yeni çağa savaşlardan uzakta
kaptanlar denizde, komutanlar karada
sultanlar koltuklarında
cariyeler haremde
kadınlar evli ise evlerinde
bekarsa bir yiğidin gözlerinde
bir yiğit bir güzelin göz bebeğinde
yeri yurdu farketmez
orta asyada olur avrupada
Şarapçı Jack İhtilali bir aşk uğruna sundu
aşk bir oyundu dedi süleyman
hürrem geldi kuruldu
çekik gözün kara yüzün
sarı benzin alaka-i mahsusası
aşka düşen bir başın öptüğü dudağı ıslatmasıdır
devir devire sattı devrinin suntasını
herkes alsın da açsın aşkın düş çantasını
YAKIN ÇAĞ
Hala öpüşüyoruz
Yaklaşık kaç yıl oldu bilmiyorum
önemi de yok zaten
bir zamandan itibaren
sonraya ramak kala
önceden çok az sonra
başladık sevişmeye
aşk ırmağın akması
ve tenlerin ıslanması
ruhların bulanması
dudakların yanması
kalplerin inanması
aklın yuvarlanması
diye söyleniyorum
ateşi bulduğumuzdan beri
ateşimizi söndürmüyoruz
sevmek güzel şey
çok güzel şey
gecenin kasvetli yüzünden sıyrılan gelen o ince düşün ellerine sarıldım ve baktım etrafa etraflıca
sevmeyi seviyorum