3
Yorum
17
Beğeni
0,0
Puan
858
Okunma

benim bahçemdeki aşkımıza alkış tutan kuş sesleri
senin balkonundaki anne gülüşlü reyhan kokusu birleşince
sonsuzluk kadar hatırı kalıyordu aşkımızın bende
sen yol alıyordun hâlâ el’âlem olanların peşinde
çevirdikleri entrikalar uğruna küle döndürmeye devam ediyordun umutlarımızı
hatırla sevgilim
gün batımındaki kızıllıkta sevişen kalplerimizi
sokağın başından iki çarpı kırk üç şiddetindeki sevinçle seni izlememi
bütün edebiyat kurallarını alt üst eden
adam asmaca , isim, şehir oynamamızı
çektiğimiz çaylara düşen noel fallarını
sonrasında göğe bile sığmayan kahkaha yağmurunu
karda , kışta yaptığımız piknikleri
gemi güvertelerinde dans ederken
dünyada sadece ikimiz varmışız gibi içimizdeki coşkuyu
hatta mezarlıklarda yatanlardan değil dirilerden korkmamız gerektiğini
bu aşkı kimsenin yıkamayacağını
babam öğretmişti susmayı çok küçüktüm o zamanlar
bazen uzun uzun susmak gerekiyor
duymak için kalp atışlarımızı
ben duyuyorum sevgilim
her şeyin farkındayım
peki sen duyuyor musun
paramparça olan yüreğimin çığlıklarını
bırak gereksiz teferruat fırtınasına kapılmayı
üç vakte kadar
toprağa bölünmeden bedenlerimiz
eğilip yüreğimizden öpelim
z’amansızız sevgilim
nagihan