beyoğlu belini kıvırıyor görüyor musun
kulağında bir al gül
kolunda etekleri fosforlu çingene
yine kadehler devriyor
yine bir tuzlu fıstık gibi soyuluyor taze bir et
yine masada meze kadın

kahkahalar yükseldikçe
birkaç köpek öldüren daha açıldı

masada konsomatris
bir duble rakının yanında
bir kaçak düş cabası
abası el altında
çürümüş göğsündeki yumrukdöşü
babası kaç dölağzı bıraktı
rahmine hayatın

rahmin lekesi
rahim olandan
bir döl azimet-râh...
uzun saç, vajina ve meme
bed-rah
yol dar, keskin

kim dinler hikâyatını
gidip gelirken

yere düşen terah

beyoğlu belini kıvırıyor görüyor musun
yüzünü mavi sanan bir çocuğun
oynadığı mastikasında
yine bir düş daha vuruluyor
yine kadehler buğulanırken buzun ağzında
yine bir ku(r)şun masalı

leylekler kaç çocuk daha getiriyor
eritiyor çemberinde feleğin

çok geçmeden sabah oldu
çatıda mavi kırık merdivenli gök
eldivenlerini gıcırtatıyor bir sübyan motorda
deniz sanki içimden göl kopartıyor