her insanın içinde bir dağı vardır
yeni bir hayat bulmanın beşiği
havası kuru
gökyüzü duru
bulutları yağmur dolu
gizli sığınağı vardır

kendini tanımanın mekanıdır orası
benliğinin derinliklerinden yükselen
o gizemli sesleri
kendini dinlemenin yeridir orası
nereye dokunulursa sükun
nereye bakılırsa sessizlik
zihnin çukurlarında
hep aynı uğultu

dağ ne yapsın derdi umman kadar olana
dağ ne yapsın ummanın ortasında kayıksız küreksiz kalana
devasız bir tutsaklık telaşı
ağır aksak
hıçkıran dakikalara benzer akşamları
yeniden doğuşu
yeni inkişafları getirir
tezahürlere yön veren tutkuyu
içte ki gizli fısıltıyı
inzivaya çekilmeye götüren ıstırabı haykırır

çile ve halvet yolcusudur dağ yolcusu
en inciten baharları beklerken
zaman değişir
hasret yankılanır
korkular uyandırır akıl
kayaların alnına yazılı dağların karanlığı
hep susulur
hep küf kokulu çığlıklar


her insanın içinde bir yol vardır
öz varlığa
asıl aleme götüren bir yol
hikmet deryasından damla damla sızan
idrak ve irfan ötesi
mananın kalbine salınan
sonra birbirini bulan
birbiriyle karışan büyüyen çığlaşan
dışarı taşan
her nabızla çoğalan bir yol

ne kan ne ölüm
ruhta toplanır katre katre
hem hüzün
hem özlem
hem heyecan
kavrulmuş dudaklara su
yanan sinelere teselli melcei

bu yolda gülde bir dikende
dostta bir düşmanda
duygular ürkek
eller aciz
hem ıssız
hem dargın
keşkeler sıkışır damarlara
gözlerde büyür boğum boğum her gözyaşı

öfkeleri dindirir soğuk
üşür bir avuca sığdırılmış
ne kadar yalnızlık varsa
ne kadar sancı
ne kadar acı
ne kadar hüzün varsa

bu yolda
sesler duyulur gaipten
ürperişler hissedilir
en sıcağından ıslanır yanaklar
canhıraş cezbelerle
gark olunur gönlün çırpınışlarına
elde demir asa
ayakta bir çift nalın
varılır yepyeni menzillere


her insanın içinde bir sır vardır
tepeden tırnağa Allah aşkı ile dolu
aşınmadan
yıkılmadan
nefesleri sarar o sır
bir ney gibi inler
hummalı galeyanlara tutulur

o sır
derinleştirir ruhtaki uçurumu
çoğaltır sorguları
mecnunluk ölçüsünce
yürekteki çölün derinlerine daldırır
hikmetleri düşünmeye sevk eder
bilgeliğin hayat hikayesiyle tanıştırır
yeniden mana bulur her söz

kalabalıklardan uzak
bir yanıyla kendi içinde yaşar
bir yanıyla kendi düşüncelerinin arasında kaybolur
bir yanıyla teyakkuz halinde
yeniden doğulur hayata
istifhamları
kavramları
alfabeyi yeniden okumayı öğrenir insan


her insanın içinde sığındığı bir mağarası vardır
gökyüzüne kendini daha yakın hisseder orada
zihnin hikmetleri üzerinde düşünür
mağaranın ufkunda tefekkürün en incesi
yepyeni bir zorlu mecra
yepyeni bir hicret başlar
karanlığın güncel kelimeleri kılık değiştirir
sığmaz cisme birikenler
ıstıraplı sorgulara cevap arar ruh
defalarca

sözle ilişkili tanımlar inkılap bulur orada
gece gündüz ürpertiler yansır uhrevi makamlardan
nihayetsiz ufuklara
ışıksız mekanlara
yeniden keşfedilir alem


her insanın içinde bir zindanı vardır
ömrün baharında ateşlere düşülür
ateşin sırrına karışır insan
ruh iklimlerine zühtün tohumları ekilir
her ilmiğinde bir göz yaşı
her toprağına bir çiğ damlası
firkatinde yanılır ilahi cezbin
yakılan meşale bir güneş manzumesi
bir erginlik kandili
bütün dünyayı aydınlatmağa yeter

kaç vakit
zihni çalkalanmaya devam eder
sarsılmış halde
aşikar ya da saklı zaferler gerçekleşir
kaç kez
onca yoksunluğun içinde
düğümü çözen kaç tılsım düşer
evvel duman halinde
sonra göğe
sonra taşa toprağa ve zemine


her insanın içinde bir sonsuzluk vardır
aşar saatler ölçüsünü
ayaklar toprağa basmadan
uzar gider mesafeler
kaç mühim mesele
kaç beşeri dava
kaç ruh macerası

bir daralır bir genişler göğüs
kaç muhasara
kaç kuşatma
kaç inilti cümlesi
Rabbe gider
yol bulur bir isimden bir başka isme
bir kalpten bir başka kalbe
bir halden bir başka hale

redfer