5
Yorum
22
Beğeni
5,0
Puan
556
Okunma

Eylül, sararmış yaprakları dökülüyor avuçlarıma
Kaybolup gitmişti gözlerimden anılarla bir bir
Bir yanda seni beklediğim gecelerin şarkısı
Ayrılık perdesinin acıları bir yanda
Oysa eskiden bilmezdim bu denli kavrulacağımı
Güneşin en yakıcı sıcaklığında
Ve ne zaman eski bir şarkı dinlesem
Çocukluğum geçer gözlerimden yağmurla
Yalnızlığımı dinler giderim mazime
Seni uzaklara yollayışımın
Acısı damarlarıma yayılıyorken
Eylül sararmış sayfalarıyla ellerime dökülüyor
Bil ki şimdi yazmaya bile ne gücüm, ne ellerim var
Ne zor şeymiş oysa sen ayrılıkları, ne zormuş
Akşamlarımız gelirdi sevgiyle sarıldığımız
Bir masal güzelliğiydi geceler, gecedeki yıldızlar
Dudaklarımda en güzel şarkıydı eylüller
Hep saklı bir sihir gibi içimdeydi
Okuluna koşardım sonbahar yağmurlarında sırılsıklam
El ele dönerdik ellerimizde eylül çiçekleri ile
Eylül sancılarını bilmezdik bu denli acıtan
Düşlerimdeydin yine, çığlık çığlığa bu akşam
Suskundum, şarkılar suskundu yine, kadehimde ise gam
Seninse kirpiklerinde sustu
Derken simsiyah karanlıklar
Aslında boş şeylerle avundum sen gideli
Unutmaya çalışıyordum sensizlik acılarımı
Hep bekledim... bekleyişler karanlık duraklardaki
Gelemeyen otobüsler gibiydi
Ben se sana uzanamayan yıldızlar kadar uzak !
Bana her kes seni soruyordu
Ne kadar yaksada bu sorular canımı
Eylül ateşler saçıyordu, saçlarımdan yakıyordu
Günay Koçak
26. 12. 2023
5.0
100% (12)