5
Yorum
29
Beğeni
5,0
Puan
947
Okunma

Şimdi denizler suskun beklemekteyim
Martılar avuçlarımda yemleniyor gel diye
Düşüncelerim seninle öylesine dolu
Şu gelen giden turnalarda
Seni yaşamak
Kabuk ağlamış bir aşk yarasında
Yine akşamın o nihavent vaktinde
Yollardayım... arıyorum sesini
Susmuştu akşam sularında o hüzünlü şarkılar
Şimdi o yollara karlar yağıyor
Yoksun diye
Gidiyorum... ufkumda batan güneşi bulmak için
Belki kırlangıçların göç ettiği şehirdesin kim bilir ?
Her yerde, her insanda, her şehirde
Seni arayacağım... sen herkes değilsin
Her yüze sen gibi bakıyorum
Her yüze, her göze, uçan kuşlara bile
Mevsim kışa hazırlanıyordu
Sen giderken... ben o akşam
Senin için hazırlıyordum
Doğum günü pastamı
Geleceksin diye heyecanlarla
Süslüyordum her yeri... ve pastayı
Çay demlenmişti... gelme vaktindi
Mevsim kışa hazırlanıyordu
Ve ben sana tüm hazırlığı
Sonra bir çay doldurdum
Sonra bir ses duydum...gözyaşları içinde
Bir adam !
Ve senin için, gittiğin için ağlayan adam !
Çaylar döküldü ellerime,saçıldı üzerime
Yaksa da yanmadım çaydan
Senin gidişin yakmıştı yüreğimi
Tüm bedenimi
Gözlerimden inen yaşlarım alevlere bürünmüştü
O gün gidişinde bir başkalık vardı
’ Akşam gelirim belki ’dedin
’ Belki ne, geleceksin ya’ dedim
Bu belkiler meğer bir ayrılığın acı sözleriymiş
Bir daha ’ belki ’ deme bana !
Belkileri sildim sözcüklerimden
Sen de sil ve gel !
Parmaklarımdaki ağrılara uyuşukluklara
Aldırmadan yazıyorum sana
Hele de o gün vurdun ya pranganı
Yürek kapıma
Tüm gecelerimi sana verdim ya
Bütün şiirlerimi sana yazdım ya
Artık her şey ’sen’ oldu gittiğinden beri
Mevsimlerim sarı bir güze döndü
Unuttum yeşilini baharların
Bardakta unuttuğun gülü kuruttun ya
Karanlık iner akşamları pencereme
Ay ışığı vurmuyor odalarıma
Ay’a ışığı güneşten yansıyor biliyorsun
Hüzünlü bir karanlığa gömüldü ay !
Uğultulu yalnızlıklar çökmüş şehrimin üstüne
Öylesine bir uğultu var ki beynimde
Sessizliğin içindeki yankılar korkulu
Uykularım bölündü sen gideli
Uyku değil aslında kabuslar sarıyor geceyi
Biz böylemiydik o önceki yıllarda
Karanlıklar mı giyecekti umutlarımızı
Hasret mi kalacaktı özgürlüğümüz
Martı seslerine
Yürümelerine, evine, okuluna
Hasret mi kalacaktın
Yalnızlığın en koyu karanlığındayım
Se benden öyle uzaksın ya
Evim, ruhum köhne bir han
Kapımı çalan
Yalnızca hüzün bir de
Dert yüklü kervan
Günler hep aynı günler
Bir değişime uğrasa sokaklar
Ve bu ayrılık olmasa
Sen mi gelsen
Yoksa ben mi sana koşsam
Yine hüzün dayandı kapıma
Bak can
Bitecek de, bana bitecek
Bu hasret ve heyecan !
Günay Koçak
14.10.2023
5.0
100% (16)