Biliyorum
Yüreğini asi nehir gibi
Kaç zamandır çağlar
Gözlerin yıldız kızılı
Doludizgin geçerken ömür
Ham meyve gibi dişledin
Yüreğim esirdir gülüşüne
Şimdi
Gel yokla sol yanımı
Binbir öfke taşır
İçim pür kızıl ateş
Yedi renk sevda
İki bardak çay
Varsın geçsin yıllar
Bu gün
Hoş bir sohbet sonra
Yanyana uzanıp
Siyah beyaz filimlerde
Renkli dünyam
Aşk şarabım ciğer parem
Sırdaşım
Sebepsiz yaşamak olmaz
Sesim nefesime boğuluyor
Adıma zalım diyorlar
Asıl adım salim
Akdağın mor yamaçlarına
Bezenmiş beyaz gül gibi
Alıp başını giderken
Elele gözgöze
Daha başlamadan söze
Eter gibi
Uçup gitmiştin aniden
Olanca masumiyetinle
Akşam esintisi okşarken
Saç tellerini
He desen gök delinecek
Yer yarılacak sonu uçurum
Şu kısacık hayata ...
Geliş gidişli iki kapı
Aklımın eşiğinde yazılı
Dağların denizlerin senfonisi
Vuracak damgasını besmelesiz
Almaz içeri hiç bir tapınak
Tüm kutsal kitaplardan uzak
Oysa bizim kitabımız kuran
Sohbet muhabet hoşgörü bak

Salim Erben