0
Yorum
5
Beğeni
0,0
Puan
285
Okunma
Otobanın hangi şeridinde özler ki insan sevdiğini bir sigaranın dudaklarımda ki sana olan zikredişlerimi
Uzun yolculuklar bunlar tek kişilik sessiz bir gecenin sabahında
Hiçbir beklentisi olmayan yağmurlar yağıyordu aklımın en kurak kuyusuna ve mavinin denizle buluştuğu
Çocuk kahkalarının geçtiği o yolda
Mahçup bir bakışın teslimiyeti gibiydi yeşil bir yaprağın üzerinde kızaran o elma
Hayat suçlar hayat aklar elbet bir gün ikimizi
Artık satırlar çiğ yıldız yağmurları kadar acımasız
Ne içi gelin nede dışı damat bir portakal çiçeği
İstanbul mu istiyordun üst üste yığılmış trajedi
Fark etmediğin kalpte şimdi kiralık şiirler oturuyor
Ellerin kapısını çalacak kadar geç kaldı artık
Ve şunu bilmeni isterim
Senin artık bu şehirde bir şiirin kalmadı
Yani terk edenle birlikte genel bir suskunluk meselesi
Yolların kemikleri kırık
Yolların verecekleri yeni sözlere inanacak olan yok
Yolları ancak kendilerini kesen yollar anlar
Ömür boyu yolcu denmez ya bir insana
Onunda bir adresi vardır bir gün şüphesiz hatırlanacak
Onunda belki çok dinlediği şarkısı olacak
Önemsenebilecek bir gururu bir bahanesi
Onunda ağlayacak birkaç özel dakikası vardır
Söylesene
Otobanın hangi şeridinde zikreder ki insan sevdiğini