2
Yorum
7
Beğeni
5,0
Puan
653
Okunma
ellerimin ışıltılarıyla uçuk pembe tenini süsledim
onun kor gözleriyle yarıp geçtik gülüm
karanlığın bütün tünellerini aydınlattık birlikte.
şantiye önlerinde soluğu tufan gibi esen
korkusuz ve yasaksız bir aşkın çocuklarıydık biz
ve kavganın argaçlarında çürüyen zindanları yıktık.
kim bilir hangi yanık bağırdan doğan
ve kaç buruk gönlü ısıtan o kızıl alev izleri
şimdi uzaklarda gurbet türküleri kadar coşkulu
ve sağlam bir sevdayı yaşatan eylem delisi gözleri
kim bilir
hangi grev yerinin parlayan o ilk yıldızlarıdır
kim bilir kim?
nasıl öyle efkârlı bir gece değil de
nasıl öyle neşeli bir sabah olur bizim için
ve güneş çatlayan sarı/kırmızı çığlıklarıyla
çiçekleri değil de umutları yeşertir düştüğü yerde
nasıl öyle nasıl!
sen o yediverene mayıslar biriktirsin
grev yerinde mürekkebini yalayarak alınyazılarımızın…
5.0
100% (3)