17
Yorum
0
Beğeni
0,0
Puan
2173
Okunma

İnsani eski bir öykü...
Gece soyunurken telaşlı teninde
deniz çalkalanır ürpererek
gökten aldığı renkle yansır gözleri
duru teninde soyunurken ay
eğirmeden saçlarını güneş
göç gelmeden bedenine
yıkan
arın suçlu çocuk gözlerinde
begonviller açan göğsünde soluklan bir süre!
Speranza
yaklaş ve dinle
kaç kez seviştin acının iri cüssesiyle
kaç kez sığındın kendi mabedine
dök eteklerinden içindeki gizli kederleri
ömrünü sıva alnına
utanırsan tanrının gözlerinden
sazlıklara saklan
söz ekip sessizlik biçtiğin hayatta
kaybederek büyümedin mi
ömür solduran bu dönen dünya ruletinde
hep boş gelmedi mi bahtına!
ne çok yıkadın adının suyunda yüzünü
ellerini aşkla durulayıp hüsranla kuruladın
derinden gelen büyünün armonisiydi çalan
susmak bilmeyen acının
yükselip alçalan notası
göğsünde arp sesiydi
için için sızlanan tınısı!
güzel Speranza
ay kararınca
omuzlarında ağırlaşır gece
ruhundaki ölüler yürür sislere
irislerinden düşlerini söker yıldızlar
acı sudur yüreğinin sarnıçlarında dolaşan hasret
ve derin yazılmış kitabe gibidir alın yazısı…
kaç hatıra kalır
menevişli göllerin yüzüne
ve sen
ne çok kadının gözlerisin Speranza!
düşünsene çark kimin elinde!
Speranza; umut.
Neslinan Yazıcılar