kuşların yazı uğurlama merasiminde
ağustos böcekleri cirit atarken
yolunu kaybetmiş ördek sürüsünün komutuyla
en güzel selamı çakıp
kendimle barışma terapileri yapıyorum
dolunaya ramak kala
samanyolu ile sözleşme imzalıyorum
her gün yıldız şöleni çizilsin gözlerimin tuvaline diye
ama nafile



turkuaz göz yaşlarım bile bana küsmüş
çehremde iki belikli kızın gülüşünden eser yok
içim harman yeri
buğday yanığı tüm sevinçlerim
kader kederle elele
arşınlıyor gurbet sokaklarını
sicim sicim hüzün yağıyor saçlarımın her bir teline
avutamuyorum göğümde hıçkıran yetimliğimi
öksüzlüğüm de cabası



yedi aylık gözlerimi açtığım dünyaya resti çekmiş ayaklarım
kara toprakla buluşmaya gün sayar gibi
sayıyorum takvim yapraklarını
geceyle barışık
gündüzle karma karışık saatin tik takları
uyutmuyor kirpik uçlarıma değen anılar



aniden
annemden yadigâr tülbentim öpüyor çığlıklarımdan
babamın dua dua yükselen sesi
secde secde çoğalıyorum hüznün kıyısında
tavaf ediyorum yok oluş hikâyemi
Araftayım




’Kelime-i Şahadeti söyleyecek kadar
kalbime serinlik , zihnime dinginlik ver Yarabbim "





-ruhuma El Fatiha -




nagihan