1
Yorum
14
Beğeni
0,0
Puan
564
Okunma
kendini özlüyor insan
hangi rengin altında ağlarsa ağlasın
kendine ölüyor çaresizce
ve sonra taşınıyor apansız
bir gece yarısı yıldızlara
bütün adamlıklar
bir bıçak sırtından bilenir
delikanlılık denen
dilde koparılmamış gümüş
pencereler pervazlar avazı çıktığı kadar bağırır
bu gitmenin uğultusu
bulanık ve acı
saklanıyor en büyük acılar
en çok öğrenilmiş denen şey
bir insana kalbini açıyor
örüyor bir tuğlayı prematüre
çok yalan söyledim ikimize
çok yalan biriktirdim
dilim ondan acıyor
başka pencerelerden bakalım biz
başka pencerelerin pervazlarından tutup
taşınmak zor şey
içimden içine