Kala kaldığım surdan sırlardan kaleler
Def ettiğim kadar
İçimdeki isyanı kutsayan sözcükler
Belimi büken bir acı ki
Meali yitim olsa bile göğün de kamburu
Bir yıldızın devrildiği
İmbat gecelerinde ve sessizliğinde
Bak, bir mil daha çektiler gözlerime…

Yaşımı içime akıta akıta
Göz s/üzen nazarların girizgâhında
Bir kere daha kurtuldum ölümden
Sona çeyrek kala
Seyyah hecelerin telaffuzu
Kıtladığım şiirler
Ve kat izinde aşkın
Kayıplara mil çeken gözlerinde

Gün devrik
Şiir düşük yaptı
Sözcükler muğlak
İmgeler soluk soluğa
Aşkın katında saklı sevginin ütüsüz raconu
Gönle beyitler serdiğim
Mahzun gülüşümün kundaklandığı

Hicri günün
Devir daim yapan bir kördüğüm
Yatıya kalan hicret
Hicvinde şiirin
Kimse sevgiye bana yaparken nispet
El sıkıştığım kalemim yeniden
Yeniden örgülü saçlarım
Kopsa da kızılca kıyamet
Yan basan düzende ben seyyah bir rüzgârım

Katık ettim
Kat ettim
Tohum ektim
Tırmaladım ağacı
Çınarın gölgesinde
Çığır açan sözcüklerin indinde
Çağdaş bir koşut ise sessizlik
Sözcüklerden örülü
Göğün kamburu
Bak, bak, ben sevdalı bir yıldızım Rabbime…

Tanıklık eden
Kutsanmış sözcüklerle yeniden doğan
Kayıt altına aldığım şu son yılıma kan doğrayan
İki elim kanda da olsa
Kandıkça zalime iblise
Mazlum yüreğimle
Volta attığım bir tüp geçit adeta
Azat edilesi şarkılardan
Otağı kurduğum göğün çatısına
Ne de olsa Oymak beyiyim şiirlerin
Kimine göre küskün
Kimine doğarken gün
Bazen kayan bir yıldız
Tekeri kırık düzenin bozguna uğrattığı ılgıt ılgıt
Esende saklı rahmeti

Hamt ettiğim kadar sözcükleri
Hadım edilse de mutluluğum
Ben hoyrat bir imkânsızlıkta yeniden doğdum
Doğalı
Külyutmaz yetilerimle
Verdiğim kayıpların da bilançosudur
Her yazmadığımda öldüğüm
Her yazdığımda ise devasa bir kördüğüm
Muadili olduğum sonsuzluğun ve ıssızlığın
Kaynakçamsa ilham ve iman
Tırnaklarımla kazdığım toprağın ve kabrimin
Ölümü çağıran v/edası

Bir yitim olsa bile gün
Gecenin meşrebinde süzgün yüzüm
Ölümsüzlüğü dilerken ansızın kapımı çalan ölüm…