Sebepsiz değildi içimin taaa içerlerine kaçan
Kimsesiz çığlık
Hazan mevsimini sonbahar bilirdim hep
Haziranda da ölmek varmış
İki büklüm sancılarla kıvrana kıvrana



....



Uykusuz gecenin sabahında
Odamın açık penceresinden kuş sesleri doluyor içeriye
Atmosferdeki hüznü ne güzel dağıtıyor bu melodi
Âhhh kuşlar
Àhhh dudaklarımın susuzluğuna iyi gelen kan kırmızı
Birkaç dilim karpuz
Kurak topraklar nasıl da sana bu can suyunu bahşediyor
Pirinç sulak yerde yetişirken
Sen nelere kâdirsin Allahım
Bana da eskisi gibi güç ver n’olursun



Kalkmalıyım kedi gibi gerine gerine
Kucaklamalıyım Besmele ile yeni günün muhteşemliğini
En güzel mucize ben iken bu hayatta
Oğluma doyasıya sarılıp
Kızımın sesini duymalıyım
En güzel terapi bu
Kendimle başlayıp
Çocuklarımla biten
Doğayla bütünleşen
Kiraz da toplamalıyım yol boyu sahipsiz ağaçlardan
Mevsiminde güzel her şey çünkü



Çok şükür nefes alıyorum
İçime çeke çeke tüm güzellikleri
Ördeklerin toplu halde uçuşuna şahit de oldum
Çıkardıkları ses daha icat edilmedi
Olağanüstü ötesi
Çığırtkan martıları da var
Ellerim dolu dolu geldim merak etmeyin martılar
Bir demet kır çiçeği de topladım
Renklerin cümbüşü hiç bir çiçekçide yok vallahi
Koyarım eve gidince su dolu vazoya
Bir de güzel yaz kahvaltısı
Karnım doyduktan sonra
Oğlumun gülüşleriyle ruhum da doyar



Annemin
Babamın
Fotoğrafları baş köşede
Çok şükür beni benden çok seven sevgilim de var
Kavuşuruz sevgili buğday hasadından önce
Bir gemi güvertesinde aşka boyanırız boydan boya yine



Bu günü de kazasız , belasız atlattık ya
Allahtan daha ne isterim ki
Varsın olsun arada hüzün seli
Onu da yeneriz
Sen hiç merak etme ruhum
Böyle günler bütün zaferlerden
Bütün madalyalardan daha kıymetli



Hadi o zaman
Kelebek misàli ömründe
Sıva yüreğinin kollarını
Bir şiir daha yazmanın keyfine varalım
Bol köpüklü kahve de yanında
Ohhh sefam olsun ruhum
Kırk yıl hatırı kalsın şiirlerimizin
Afiyet, bal, şeker olsun canım kendim sana da...







nagihan