bir mısrasında günü gelince fena halde çekip gideceğinden söz etti şair sizce hangisi?
-I-
adam gün doğmadan kalkmaktaymış döşekten sulamak için hayalindeki bahçede çiçekleri kadın daha uyanmamış ve ulayamamışken aşkın cengini birinci çoğul hayatının ucuna.
ve bir şiir yazması farz olunmaktaymış sonra gökten falan değil söküp almak istediği çöküp kalmak istemediği yazgısının sesinden ahh!
çünkü adam uyanmasını beklerken... beklerken kadının durmasını ikinci tekil birinci evcil tekmili birden çil çil hayatına ak bir zaman bağlamaktaymış sakalının ucuna.
kadın; şair olmak yolundaymış ve sair olmamak için o adamın aşkının karşısında çarşısında ve tuvalinin fırçasının ucunda
devasız.
-II-
çünkü israilli fena halde söylemekteymiş hâlâ ala renk martılar dönüp durmaktaymış şehrin engin denizinin kor köpüğünün üstünde durdurmak istemekteymiş kadın hem martıları hem adamın sakalına bağlanan kem zamanı ahh! ağlanması saçma ağlaması vacip sağlaması zarurî mut’u
siz söyleyin şaire. onun kelamı epeydir kut’dan sağır zira. siz söyleyin lütfen. zaman durur mu?
-III-
ve kurumaktaymış defterin arasında artık turuncu gül kül griyse zül kapkara değil ya bunun adı aşk olmaktaymış şaire yazdıran hissin kendi söyledi öyleydi şöyleydi ya da böyleydi mevzu şu ki bir gün fena halde gideceğim dedi bir mısrasında
sizce hangisi?
IV-
bilemediyseniz bilin diye yazdı şiirin dördüncü bölümünü
şiire mevzu olan adam kendi yazdı kadının elleriyle kadının gidemedikçe ân be ân
fena halde öldüğünü.
JD
Paylaş:
3 Beğeni
(c) Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve/veya temsilcilerine aittir. Şiirlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur.
olunmaktaymış,bağlamaktaymış..okurken dilim dolandı..yerine ne konur düşündüm dediğiz anlamda bulamadımda..alaycı bir zaman ibaresi için..
bir kaç çalışmanıza göz gezdirince iyi bir şairle tanıştığımı anladım..bu gecenin bende kalanı okuyacak bir sayfa daha bulmam.. "bir gün fena halde gideceğim dedi bir mısrasında" fena halde geliriz biz şiirnizin altında daha çok zaman geçiririz beğenilerimi iletiyor saygılar sunuyorum
Şiir eylemin kendisidir ve eylemin kendisi eğer kağıda şiir olup akıyorsa, eylemin sahibi şairin kendisidir diyebilir miyiz? sorusunun yanıtını Kyrie yukarıda vermiş. Şimdi kendi kendime düşünüyor ve kızıyorum ki "Oğlum Chao, sen değil miydin kadından şair olmaz diyen. Bak onca usta adamın elini, o şiirleri yazarken perde arkasında tutan kadınlar vardı ve demek asıl ustalar onlardı" Ön yargılarımı parçaladığın için teşekkürler Kyrie... Saygılarımla...
şair'in gideceğini hangi mısraya kilitlediğini çözmek, beyin zarını yırtacak kadar düşünüp,kafa yorma gerektirse de;orta da ayan beyan duran bir gerçek var...ki-"ŞİİRİN GÖZ ALICILIĞI"..
ve bir şiir yazması farz olunmaktaymış sonra gökten falan değil söküp almak istediği çöküp kalmak istemediği yazgısının sesinden ahh!
Yazgı şiire hükmeder mi? Edermiş, öğrendik. Hatta ilham perisinin hükmünü kırarak, gökten değil tam da yazgısının olduğu kalbinden gelerek.
çünkü adam uyanmasını beklerken... beklerken kadının durmasını ikinci tekil birinci evcil tekmili birden çil çil hayatına ak bir zaman bağlamaktaymış sakalının ucuna.
Burada sanki bir çok eşlilik söz konusu?? Yanılıyorsam anlatsın şair.
siz söyleyin şaire. onun kelamı epeydir kut’dan sağır zira. siz söyleyin lütfen. zaman durur mu?
Adını unuttuğum bir düşünürün zaman kavramına ilişkin bir düşüncesi vardı. Zaman ben varsam var ve ben yoksam yok. Zaman için ben merkezci bir bakış açısıydı bu ve aslında ben yoksam zamanın varlığının ya da yokluğunun bir önemi yok diyordu. Karşıtı da vardı tabii. Zamanın insandan bağımsız evrensel bir olgu olduğuna dair. Bense ilk görüşe katılıyorum ve evet zaman siz durursanız durur şairem. Siz hareket ederseniz devam eder.
ve kurumaktaymış defterin arasında artık turuncu gül kül griyse zül kapkara değil ya bunun adı aşk olmaktaymış şaire yazdıran hissin kendi söyledi öyleydi şöyleydi ya da böyleydi mevzu şu ki bir gün fena halde gideceğim dedi bir mısrasında
sizce hangisi?
Aşkın içinde bittiği gün olmasın??
şiire mevzu olan adam kendi yazdı kadının elleriyle kadının gidemedikçe ân be ân
fena halde öldüğünü.
Çünkü sanırım aşıkken şiir yazmak mümkün değil.. Aşk şiirlerinde ayrılık kokmazsa o şiir aşk şiiri olamıyor bir türlü...Ve bu nedenle aşk bitince dökülüyor mısralar en çok..
Evet şairem, bu duyarlılıkta, bu duygusallıkta bu derinlikte bir şiiri asla bir adam yazamazdı:)
Yüreğinize sağlık. Kutluyorum..
Sevgilerimle
Derya
Bazen yazarken beynimin bir lobunu kaybediyorum satırlarda. Cümleler birbirine girebiliyor. Takılmayın:)
gölgesiakdeniz tarafından 9/14/2008 10:25:01 PM zamanında düzenlenmiştir.
Biliyor musunuz sizin şiirinize yorum yaparken iki kere elektrik gitti ve yazdığım tüm yorum silindi, yine de yılmadım usanç göstermedim ve tekrar yazdım. Bu kapsamda da ilk yazdığım ayrıntıların eklemelerin bazısı aklımda kalmadı bu nedenle yorumumda bazı eksiklikler olması normaldi. Ama benim asıl hiddetlendiğim şuydu, bu kadar hoşgörülü bir insan olduğunuza dair duyumların aksine beni bir anda sadece bir cümle için dedikodu ve çok seslilik!! kelimeleriyle eleştirmiş olmanızdı. Bu iki kelimeyi biraraya getirdiğinizce bence yeterince açık anlamlar çıkıyor...
Şair anlatsın talebim size ulaşma çabamdı. Neyse sanırım ne söylesem yetersiz kalacak, çünkü kırılmışlığımı hiçbir şey gidermeyecek...
Posta kutuma buraya yazdığınız cevaba ilave niteliğinde "beni kaybettiniz" demişsiniz fakat, bu kadar ağır bir bombardıman sonrası sizi cevaplamak durumundayım. Ben kolayca insan kaybeden biri olmadığım gibi, birini kazanmak için ciddi emek veren biri olarak anılırım. Size verdiğim cevapta sizi kaybedeceğim kadar sert bir söylemim yok artı bütün cevabımın ardında duruyorum. Düşünülmeden anlık bir öfkeyle tek kelamım olmamıştır.
Kyrie ve kin. Kyrie ve önyargı. Kyrie ve hiddet. Bir parça tanımış olsaydınız beni, bu adımın yanına koyduğunuz duyguların adımla bir anılamayacağını bilirdiniz. Siz, size vermiş olduğum cevapta sadece bir yere takılmış ve onun üzerinden benim size verdiğim cevabın içeriğinden ve anlamından çok daha fazla hiddetlenmişsiniz. Sizin sitede herhangi bir gruba dahil olduğunuz gibi bir gönderme yaptığımı nereden çıkardığınızı hiç anlamış değilim. Dedikodu kelimesinden yola çıkarak bu kanaate vardıysanız eğer; cümlem içindeki kullanımını yanlış algılamışsınız. Şaire, "öyle değilse anlatsın" şeklindeki bir söylemin, (gidip herhangi biriyle gruplaşmak veya dedikodulaşamak babında değil) şiir yorumu içerisinde, manasız kaldığını, şairin ah evet öyle, ya da hiç olur mu öyle şey gibi bir polemiğe girmesinin, işi şiir konusunda konuşmaktan çıkarıp dedikodu boyutuna getireceğini vurgulamak amacıyla o kelimeyi kullandım. Kimle görüşürsünüz, ben nereden bilirim. ve beni neden ilgilendirsin. Düşüncenizi ve yorumunuzu kendi öz iradenizle yazdığınızın gayet bilincindeyim. Bu sitede ve reelde beni yakından tanıyanlar bilir ki, kimsenin işine karışmam ben. İşime bakarım. Yorumunuzda burada bir çok eşlilik söz konusu, değilse şair anlatsın. şeklinde bir söylem var. Siz edebiyat öğretmenisiniz. Cümleyi tersinden anlamayacağım şekilde kurma yetisine sahipsiniz. Cümlenizin yanına ya da sorunuzun yanına açıklayıcı bir ibare koyabilirdiniz. Bu ksımı anlayamadım veya burada anlatılmak istenenin ne olduğu konusunda beni aydınlatır mısınız gibi. Her neyse... Sizi incitecek bir tek kelimem olduğunu sanmıyorum ve bu sebeple içim rahat. Zaman uzun vadede beni hep doğrulamıştır. Yani sizi yapmış olduğum bir densizlik sebebiyle kaybetmediğimi biliyorum. Bir kayıp varsa, bu zaten kazanılmamış bir durum olduğunu gösterir. Sadece sakin kalıp cümlenizi ve içeriğinin şiiri yazan üzerinde nasıl bir etki bırakmış olabileceğini tekrar tekrar düşünürseniz aynı yere varacağımızdan eminim.
Minik bir not;
Sayfama gelip bana şiir kadın diyen ya da sizin tabirinizle "şakşak" yapan dostlarım dahil, bu ne biçim bir şiirdir, şiir midir, sen kimsin diyen herhangi bir yorumcu arkadaşıma kadar bütün görüşlere saygım sonsuzdur. Her birinin emeğim üzerinde hakkı vardır çünkü. Nolur küçümsemeyin olur mu?..
Şiirle ilgili bir soru geldiğinde yüksünmeden cevap veririm. Ve hep verdim. Şiirim üzerinden kimliğime yönelik bir saptama olduğunu sezdiğimde ise hep üzüldüm ve yine cevap verdim. Size verdiğim cevap da o üzüntümden doğan bir cevaptı. Bütün söyleyeceğim budur.
Bu ne hiddet?? Bu ne kızgınlık?? Şairi değerlendirdiğimi de nereden çıkardınız. Şair illa kendisini anlatmak sorunda değildir. Sadece bir yorum yaptım ve anlatmak istediğinize ulaşıp ulaşmadığımı sorguladım.
Yoksa ben de çokçaları gibi şiirinizin altına çok iyi diyerek geçebilirdim, şiir kadın diye sıfatlayabilirdim. Oysa anlatmak istediklerinize değer veriyorum ve anlamaya çalışıyorum. Şiiri tam anlamıyla beğendiğim sanırım yorumumdan da anlaşılıyor. Yalnız defter içerisindeki gruplaşma endişelerinde sanırımz üzerime bazı düşünceler geliştirmişsiniz. Bu ne kadar da üzücü ve tek başına yorum yapamayacak kapasitede olduğumu, ancak çok sesli bir koro halinde cesaret sulup konuşacağımı belirterek de beni küçük düşürmüşsünüz.
Yazık diyorum sadece. İçimdeki niyetin adını hiddetiniz koymuş, oysa tamamen tekil, sizi anlama ve size yaklaşma çabasından doğmuş ve emek verilmiş bir yorumdu.
Kaldı ki bir art niyet taşımadığımı sizi okduğuma dair yazdığım bir şiirden de bağlantılıyabilirdiniz. Ne arada bu kadar üzerime kötü düşünce biriktirdiğiniz bilemiyorum. Sadece gerçekten içim acıdı..
Bunu biliniz. Ben tek başıma konuşabilecek, kinmesinin boyunduğuru altına girmeden yaşabilecek olgunlukta ve birikimdeyim. Söylediklerim kendi düşüncelerimdir ve ben ne söylüyorsam o dur, ikincil-üçüncül anlamlar şiirlerimde olur yorumlarımda değil.
Ama teşekkürler, iyi niyet üstüne bu kadar kötülük besleyebileceğinizi gördüğüm için artık ne anlatmak istediğinize yaklaşmak, size bunu sorma şansımı sorgulamak istemiyorum.
çünkü adam uyanmasını beklerken... beklerken kadının durmasını ikinci tekil birinci evcil tekmili birden çil çil hayatına ak bir zaman bağlamaktaymış sakalının ucuna.
"Burada sanki bir çok eşlilik söz konusu?? Yanılıyorsam anlatsın şair. "
Şiiri değerlendirirken, şairi değerlendirme gafletine düşmüşsünüz ki daha da derin bir gaflet durumuyla yanılıyorsam anlatsın şair demişsiniz.
İyi de Şairin böyle bir vazifesi yok. Eğer ki o kısımda ne anlattığını size açıklama gereği duyuyorsa, o şiiri yazamamış demektir. Ya da okuyucu, istediği şekilde anlama özgürlüğünün sınırını "böyle bir durum var hmmm, eğer değilse bize anlatsın" şeklinde bir de emir kipiyle dile getirerek şiir okuma eyleminden çıkmış, dedikodu boyutuna geçmiş demektir. Şair anlatsın cümlesini o cümleden çıkarıp sadece çok eşlilik söz konusu deyip bırakmış oslaydınız, şairden böyle bir tepki almazdınız. Okuyucu bunu almış, alsın der geçerdi. Ama anlatsın! oldu. Başka? Şunu da ilave ederek diyor ki dördüncü bölüm tam da sizin için yazıldı.
Biliyor musunuz sizin şiirinize yorum yaparken iki kere elektrik gitti ve yazdığım tüm yorum silindi, yine de yılmadım usanç göstermedim ve tekrar yazdım. Bu kapsamda da ilk yazdığım ayrıntıların eklemelerin bazısı aklımda kalmadı bu nedenle yorumumda bazı eksiklikler olması normaldi. Ama benim asıl hiddetlendiğim şuydu, bu kadar hoşgörülü bir insan olduğunuza dair duyumların aksine beni bir anda sadece bir cümle için dedikodu ve çok seslilik!! kelimeleriyle eleştirmiş olmanızdı. Bu iki kelimeyi biraraya getirdiğinizce bence yeterince açık anlamlar çıkıyor...
Şair anlatsın talebim size ulaşma çabamdı. Neyse sanırım ne söylesem yetersiz kalacak, çünkü kırılmışlığımı hiçbir şey gidermeyecek...
Posta kutuma buraya yazdığınız cevaba ilave niteliğinde "beni kaybettiniz" demişsiniz fakat, bu kadar ağır bir bombardıman sonrası sizi cevaplamak durumundayım. Ben kolayca insan kaybeden biri olmadığım gibi, birini kazanmak için ciddi emek veren biri olarak anılırım. Size verdiğim cevapta sizi kaybedeceğim kadar sert bir söylemim yok artı bütün cevabımın ardında duruyorum. Düşünülmeden anlık bir öfkeyle tek kelamım olmamıştır.
Kyrie ve kin. Kyrie ve önyargı. Kyrie ve hiddet. Bir parça tanımış olsaydınız beni, bu adımın yanına koyduğunuz duyguların adımla bir anılamayacağını bilirdiniz. Siz, size vermiş olduğum cevapta sadece bir yere takılmış ve onun üzerinden benim size verdiğim cevabın içeriğinden ve anlamından çok daha fazla hiddetlenmişsiniz. Sizin sitede herhangi bir gruba dahil olduğunuz gibi bir gönderme yaptığımı nereden çıkardığınızı hiç anlamış değilim. Dedikodu kelimesinden yola çıkarak bu kanaate vardıysanız eğer; cümlem içindeki kullanımını yanlış algılamışsınız. Şaire, "öyle değilse anlatsın" şeklindeki bir söylemin, (gidip herhangi biriyle gruplaşmak veya dedikodulaşamak babında değil) şiir yorumu içerisinde, manasız kaldığını, şairin ah evet öyle, ya da hiç olur mu öyle şey gibi bir polemiğe girmesinin, işi şiir konusunda konuşmaktan çıkarıp dedikodu boyutuna getireceğini vurgulamak amacıyla o kelimeyi kullandım. Kimle görüşürsünüz, ben nereden bilirim. ve beni neden ilgilendirsin. Düşüncenizi ve yorumunuzu kendi öz iradenizle yazdığınızın gayet bilincindeyim. Bu sitede ve reelde beni yakından tanıyanlar bilir ki, kimsenin işine karışmam ben. İşime bakarım. Yorumunuzda burada bir çok eşlilik söz konusu, değilse şair anlatsın. şeklinde bir söylem var. Siz edebiyat öğretmenisiniz. Cümleyi tersinden anlamayacağım şekilde kurma yetisine sahipsiniz. Cümlenizin yanına ya da sorunuzun yanına açıklayıcı bir ibare koyabilirdiniz. Bu ksımı anlayamadım veya burada anlatılmak istenenin ne olduğu konusunda beni aydınlatır mısınız gibi. Her neyse... Sizi incitecek bir tek kelimem olduğunu sanmıyorum ve bu sebeple içim rahat. Zaman uzun vadede beni hep doğrulamıştır. Yani sizi yapmış olduğum bir densizlik sebebiyle kaybetmediğimi biliyorum. Bir kayıp varsa, bu zaten kazanılmamış bir durum olduğunu gösterir. Sadece sakin kalıp cümlenizi ve içeriğinin şiiri yazan üzerinde nasıl bir etki bırakmış olabileceğini tekrar tekrar düşünürseniz aynı yere varacağımızdan eminim.
Minik bir not;
Sayfama gelip bana şiir kadın diyen ya da sizin tabirinizle "şakşak" yapan dostlarım dahil, bu ne biçim bir şiirdir, şiir midir, sen kimsin diyen herhangi bir yorumcu arkadaşıma kadar bütün görüşlere saygım sonsuzdur. Her birinin emeğim üzerinde hakkı vardır çünkü. Nolur küçümsemeyin olur mu?..
Şiirle ilgili bir soru geldiğinde yüksünmeden cevap veririm. Ve hep verdim. Şiirim üzerinden kimliğime yönelik bir saptama olduğunu sezdiğimde ise hep üzüldüm ve yine cevap verdim. Size verdiğim cevap da o üzüntümden doğan bir cevaptı. Bütün söyleyeceğim budur.
Bu ne hiddet?? Bu ne kızgınlık?? Şairi değerlendirdiğimi de nereden çıkardınız. Şair illa kendisini anlatmak sorunda değildir. Sadece bir yorum yaptım ve anlatmak istediğinize ulaşıp ulaşmadığımı sorguladım.
Yoksa ben de çokçaları gibi şiirinizin altına çok iyi diyerek geçebilirdim, şiir kadın diye sıfatlayabilirdim. Oysa anlatmak istediklerinize değer veriyorum ve anlamaya çalışıyorum. Şiiri tam anlamıyla beğendiğim sanırım yorumumdan da anlaşılıyor. Yalnız defter içerisindeki gruplaşma endişelerinde sanırımz üzerime bazı düşünceler geliştirmişsiniz. Bu ne kadar da üzücü ve tek başına yorum yapamayacak kapasitede olduğumu, ancak çok sesli bir koro halinde cesaret sulup konuşacağımı belirterek de beni küçük düşürmüşsünüz.
Yazık diyorum sadece. İçimdeki niyetin adını hiddetiniz koymuş, oysa tamamen tekil, sizi anlama ve size yaklaşma çabasından doğmuş ve emek verilmiş bir yorumdu.
Kaldı ki bir art niyet taşımadığımı sizi okduğuma dair yazdığım bir şiirden de bağlantılıyabilirdiniz. Ne arada bu kadar üzerime kötü düşünce biriktirdiğiniz bilemiyorum. Sadece gerçekten içim acıdı..
Bunu biliniz. Ben tek başıma konuşabilecek, kinmesinin boyunduğuru altına girmeden yaşabilecek olgunlukta ve birikimdeyim. Söylediklerim kendi düşüncelerimdir ve ben ne söylüyorsam o dur, ikincil-üçüncül anlamlar şiirlerimde olur yorumlarımda değil.
Ama teşekkürler, iyi niyet üstüne bu kadar kötülük besleyebileceğinizi gördüğüm için artık ne anlatmak istediğinize yaklaşmak, size bunu sorma şansımı sorgulamak istemiyorum.
çünkü adam uyanmasını beklerken... beklerken kadının durmasını ikinci tekil birinci evcil tekmili birden çil çil hayatına ak bir zaman bağlamaktaymış sakalının ucuna.
"Burada sanki bir çok eşlilik söz konusu?? Yanılıyorsam anlatsın şair. "
Şiiri değerlendirirken, şairi değerlendirme gafletine düşmüşsünüz ki daha da derin bir gaflet durumuyla yanılıyorsam anlatsın şair demişsiniz.
İyi de Şairin böyle bir vazifesi yok. Eğer ki o kısımda ne anlattığını size açıklama gereği duyuyorsa, o şiiri yazamamış demektir. Ya da okuyucu, istediği şekilde anlama özgürlüğünün sınırını "böyle bir durum var hmmm, eğer değilse bize anlatsın" şeklinde bir de emir kipiyle dile getirerek şiir okuma eyleminden çıkmış, dedikodu boyutuna geçmiş demektir. Şair anlatsın cümlesini o cümleden çıkarıp sadece çok eşlilik söz konusu deyip bırakmış oslaydınız, şairden böyle bir tepki almazdınız. Okuyucu bunu almış, alsın der geçerdi. Ama anlatsın! oldu. Başka? Şunu da ilave ederek diyor ki dördüncü bölüm tam da sizin için yazıldı.
Bir şiir okudum, bir kadın ve bir adam tanıdım, duygulara şahit oldum...
Takıldım kaldım dördüncü bölümde,kendimi zor aldım tekrar tekrar okumaktan...
Şairlik buymuş meğerse dedim kendi kendime, bu kadar etkileyici şiir yazmaktaymış olay aslında... Tabi sorun bunu başarabilmekteymiş ve şair bunu başarmış bence...
şiirlerinde en çok beğendiğim , hatta imrendiğim aliterasyon ve asonanslar. ve bunlardan doğan müthiş ahenk. ve şiirlerinin övgüye layık diğer bir yanı, buram buram emek kokması...
özellikle de tema, kurgu, üslup başarısı. ki bu hiçbir zaman hüsrana uğratmamıştır bizi. bu yüzden Jale Demirdöğen, unutulmaması gereken bir isimdir. onu keşfetmemiş insanlar ne kadar eksik...
bu şiiri bir adam yazdı evet. ve bir kadın böylesi anlamlı bir şiirle "ikisini" anlattı.
yani birinci ve ikinci tekilden doğan "birinci çoğul" u...
seni çok seviyorum canım. sevgimle. hep.
selin yıldız tarafından 9/14/2008 1:43:11 PM zamanında düzenlenmiştir.
Kadın ve "gidememek" iyi. Erkeğin bunu bilmesi kötü.
Gitmeleri çoktur kadınların yeşerttikleri sözlerinden, gerçeğin kışlarına. Kış ve kadın, geçimsiz. Kadına bahar taşımalı. Onun özge bir bahar olduğunu bilerek. Düşündürdünüz. Selamla.
bilemedim beşincisini mısranın...dilimde kötürüm olmuş sevda sözleri ve ne vakit dudağımı ısırsam eyvahlık bir aşk akıyor dudağımdan...şair bir mısrada ölmüş ben bulamadım....yazan,yazdırtan,okutan her kimse , her kimdeyse , neredeyse selam olsun...
Edebiyatdefteri.com, 2016. Bu sayfada yer alan bilgilerin her hakkı, aksi ayrıca belirtilmediği sürece Edebiyatdefteri.com'a aittir. Sitemizde yer alan şiir ve yazıların telif hakları şair ve yazarların kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Sitemiz hiç bir şekilde kâr amacı gütmemektedir ve sitemizde yer alan tüm materyaller yalnızca bilgilendirme ve eğitim amacıyla sunulmaktadır.
Sitemizde yer alan şiirler, öyküler ve diğer eserlerin telif hakları yazarların kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. Ayrıca sitemiz Telif Hakları kanuna göre korunmaktadır. Herhangi bir özelliğinin kısmende olsa kullanılması ya da kopyalanması suçtur.