2
Yorum
13
Beğeni
0,0
Puan
911
Okunma
bu şiiri
susturmak için hüznün çığlıklarını
tavus kuşlu kalemimle
kalbimi özlemin çarmıhına gere gere
yazıyorum
kelebekler uçuyor
evren serçe sessizliğinde
dilimde nakarat
"gemilere bin gel
yine gidersin "
.....
elini ayağını üzerimden hiç çekmemiş
bir aşk masalından geliyorum
sen gönül sarayıma rahatça tırmanabilesin diye
Rapunzelin saçlarına özeniyorum
öyle muazzam döşedim ki sırça köşkümüzü
duvarlarında hep bizden yadigâr anılar
sulu boya tablolar
senin bana aldığın çiçekleri kurutup çerçeveledim
komşumun hediye ettiği kelebek koleksiyonunu da
patates baskılı resimler bile var
minik şelaleye kağıttan gemiler yaptım
mürettebatı wikingler
güvertesinde aşkımızın timsâli kumrular besliyorum
elleri ellerime emsâl
aslında pul ve kartpostal koleksiyonum da vardı
"seviyorum ama kimi
en tatli birisini "...
diye yazılarla başlayan anı defterlerim
takdirlerim, teşekkürlerim
öğretmenlerimin hediye ettiği kitaplar
yarışmalarda kazandığım ödüllerim
ben gurbete göç edince bizimkiler korumaya almamışlar
yoksun kaldım ömür boyu onlardan
ağladım uzun bir süre içimi çeke çeke
çocukluğumun en masumiyet kokan hatırasıydı bunlar
bir daha asla sahip olamayacağım
....ãhhh ki âhhh
nerde kalmıştık
tabiii ki dekorasyonda
sen de parmak izini basarsan resmimizin sağ alt köşesine
ayak izlerini çimenlere monte edersen
bacası da tüterse evimizin
alnından sadakâtle öpersen şiirinin
herşey tastamam olacak
gökkuşağı çıkanca bahar yağmuru sonrası
sonsuzluk kadar sayacağım
ikimizin adına masmavi dilekler dilemeyi
balkonundaki asmaya bağladığım
rengârenk balonları göğe hediye etmeyi
sırt çantamıza ördekler, kuğular, güvercinler, martılar için yem koymayı
unutma
dolunayda
anne kokulu ninniler söylemeyi
hiç ama hiç unutma
uyuyamam...
nagihan