1
Yorum
9
Beğeni
5,0
Puan
495
Okunma

Kaçıp da gelmişti yıllandıkça çoğalan yalnızlığından
Geceydi
Zamansız bir düşten uyanmış gibi
Durdu adam uçsuz çorağa
Durdu gözleri kavuşmayı unutup kirpikleri
Kandı kan revandı çağlamış Kızılırmak
Sesini vedalara emanet etmiş
Sırtında rüzgarda savrulan gölgesi
Toprak dedi toprak
Sürdükçe tırnaklarınla bereketle dolacak
Ve toprak fısıldadı bir çiçeğin dudaklarından
Duymadı bulutlardan başka kimse
Bilmezdi kimse gözleriyle konuşanın dilini
Duyulmaz ki
Yüreği kanamayana sancının sesi
Uzadı zaman
Rüzgar türküler söyledi ıslık ıslık
Ağıtlar da vardı dağlardan gelen
Ve ovalardan akıyordu
Kavgalara ses olmuş ezgiler
Sazların tınısı çalmıştı ırmakların şırıltısını
Sonra kurumuş kangallar
Karıştı saman sarısına
Oturunca bir keder
Ta göğsünün ortasına
Döküldü ne varsa sırtında kambur
Ne varsa yüreğinde yalnızlığa dair
Ne varsa yaşanmamış ve mağrur
Dedim ya geceydi
Gökte bir öbek ay ışığı
Uzakta bir köyde köpek sesleri
Baktı adam bakmaya doymadan
Baktı adam baktıkça yanarak
Baktı adam baktıkça ağlayarak
Belli yıldızları silmiş bu gece keder
Dolunaydı pusluydu
Bulutlar ağlamamış
Çığlığınca doluydu
Çöktü adam sılam dediği toprağa
Döküp de gurbetini esen şu rüzgarlara
Ellerinde toprak ellerinde yangı
Alnında babasının teri
Anasının hamur kokusu
Sevdiğinin kınalı ellerinde dokunmuş halı
Ceplerinde mezar toprağı
Geçmedi hasreti belki
Ama gelip oturdu yüreğine
Doğduğu toprakların yabanlığı
Kırılırken sıkıştığı şehirlerin parmaklığı
Ölmüşlerdi bu toprağa
Bereket olacak yıla
Tutkundular bayrağa
Tuttu yoksul çocukluk yılları ellerini
Anlatırken denizleri o mavi dalgaları
Sararmış salınan buğdayları gösterirdi öğretmen
Tozlu toprak yollar bulduğunda asfaltı
Bir bir sönmüştü bacalardan duman
Bir bir satılmıştı tarlalar
Bir bir çaldırırken masumiyetini insanlar
Durdu adam
Geceydi
Uzamıştı zaman
Varmıştı
Ulaşmış
Bulmamıştı sılayı
Geceydi bulunmazdı kaybettikleri
Bulutlar aydan utangaçtı
Soluk kandiller gibiyken yıldızlar
Soğuk bir nehir aktı dağlardan
Kim bilir erimiş tunç belki
Yanağına süzülen damlalar
Toprakta özlem
Sevda kuşanmıştı rüzgar
Hasretle beslenmiş sevda kokuyordu dağ taş
Kanatlanırken bahar usulca can hıraş
AHMET GÖÇER
5.0
100% (4)