8
Yorum
29
Beğeni
5,0
Puan
1274
Okunma

Bir yalnızlık türküsüdür rüzgârın iniltisi.
İçimde alaca üveyikler.
Şah damarıma saplandı yokluğun.
Neresinden başlamak lazım gelir şimdi?
Silik hatıralarında avunmuşluğumun...
Kıtalar arası sevgi sözcükleri dizmişim ellerine.
Gönül mahyasın’dan süzülen parlak yıldızlar misali...
Göğe hasret nazarım.
Sensiz bir Fatihasız mezarım.
Sol yanım.
Koyma kapına...
Ruhumun serzenişini dinle bu sabah.
Olur mu?
Göğ mavisi umutlarım erirken efkârın deminde
Şaha kalkmış yüreğimde gri atlar özleminle.
Toynakların kalbime vuran sızısını dinle.
Ecel gibi yoklar anlar.
Saatleri pişmanlığa kurmuşum bu sabah..
Geri sayar hüznümü tiktaklar.
Karardı gün bir kez daha...
Virane ocağım.
Hayır!!!
Ruhumu tutsak eden bu derin karanlığa.
Kapadım gönül perdemi...
Bakmayacağım.
Bil ki.
Ben bu gece hasretini koklayacağım.
Ve bu gece yine gözlerini mehtapta yoklayacağım.
5.0
100% (19)