2
Yorum
7
Beğeni
5,0
Puan
559
Okunma
Kan çanağı gözlerim
Bir nefretten sarılı etim,
Elinde bir şık zarif zerafetin
Kimde ne kaldı gitmez söylemez şikayet etmez
En hüsranlı sonların oyuncusudur o
Acı çekmek için yaratılmış o kafa; o üflenmiş gereksiz beden
Her gösterilen aydınlığa sarılan, o sapsarı hastalıklı beden
Ruhsuz,cazibesiz ve hasta o beden
Koca ağaçlar gördüm her tarafı yemyeşil ve gereksiz bir kahvelikte
En şehvetli öpüşlere şahit oldum, buse mezarlığının yanında
Kapkaradır her öpüş, leke gibi
Bir şans der insan paraya,fakir zengin,zengin fakirden habersiz
Cellatlar gördüm iki ayaklı hemde
Nasılda meydan okudular üflenen nefese her adım adım
Bir ana baba şefkati yar ve yaradan Allah.
Nasıl da gitti dağ gibi sevdiklerim bir anda öyle.
Açmamış çiçeklere üzüldük ve garipsedik ben e sahip bedenleri
Ve kirlilikleri giyindik güzelleştirdik hayatlarımızı
Hayaller kurup gidenlere çok ağladık kimse bilmez bir çocuğun dünyasını
O yüzden hatırlamazdım hiç kırmızı bisikletimi
Ve soyulmuş elmaları
Kabuklu yediğim ne varsa hepsi evde kaldı, gri loş çöplüğün
Benim lügatim bozulur aldanmasın ağlamasın şimdi koyup bizi önüne
Farketmedim sanma ! Acılar soğur merak etme yavaşla.
Ben sensiz sen bensiz ölmek üzere kazık çaktık bu dünyaya
Çivilerimiz bile tutmaz ayın çıplaklığın da hiç üzülme
Ben ölmek için geldim buraya sen ise yaşamak sonsuz safa ile.
Kader senin dikdörtgenin, benim ise ikilemimdi
Ya hiç ya hep der gibi idi gözlerin
Cesaretsiz çok gördüm
Ama güneşsiz öldüm
Yaşamak güzeldi
Nazlı baharlar burnumda giderken çöle
Yaşamak kötüymüş
İyilik yaptığın dipte vurulurken
5.0
100% (5)