0
Yorum
6
Beğeni
5,0
Puan
605
Okunma
Ben seni hiç bir masaya gül diye koymam
Gülün ömrü az olur
Ben ölmeden önce
Siyah gözlerin bana anı kalır
Anılar da unutulur
Toprağa dokunduğum kadar korkumuz
Ben ölmeden önce
Şu iki gözüm seni görür mü?
Fırtınalar seni tanıdığım gün kadar çıkar mı hızlıca?
Yağmur yalvarır mı acılarına
Nerede düşersem dünya seni bana verir mi?
Çocukluğun,çocukluğum
Acın acım
Durduğun nefessiz her anın kaldırımımdı benim .
Ben ölmeden önce,
Şimdi ağlamakta zor.
Şimdi gülmek gibi.
Gülüşün, gülüşüne emanet.
Nefesinde sana
Ben ölmeden önce,
Seni tekrar seyre dalmak isterim
Bana sarıldığın kadardı işte ömrüm
Gözlerinin içinden dökülen kader kadar kaldı aklım
Güzel sevgilim
Kadersizim
Yılmışlığın ve barışıklığın
Annen kadar büyüyemem içinde ama kalbine komşu olmak isterdim
Ben ölmeden önce
Bir tıklar
Bir susar
Bir karanlık
Bir ses olurduk
Karanlık ışıkların heycanlı telaşı dans ederdi her gözbebeğinin ivedisinde
Ölüm kadar uzağım şimdi
Taşıma sevme dediğin yürek, yürek değil şimdi
Ben artık sevemem
Ölmek kadar görmek kadar işte bütün renkler
Ve başka bir ele emanet ederken seni
Nasıl yüreğim sığ,nasıl felç
Ben ölmeden önce
Seni boşluklara teslim etmek
Ne kadar zor, haberin yok
Gölgende bir kaç şarkı selam veriyor bana arada
Özür dilerim yaşattıklarım için
Koruyamadğım, sakınamadığım
Erken tanıdım erken kaybettiğim güneşim
Göz altlarına taptığım
Çehrende ıssız halatlar bağlayıp, rakıyı bardaklarına dolu bildiğim
Yalansızlığım ve en güzel gerçeğim
Ben ölmeden önce
Eylül ün sana nasıl baktığını görmek isterim
Nolursun gelme istanbulun gri renkli havalarında
Şimdi kimse hakim olamaz acılara
Bana yaşattığın bir merhaba
Bana yakıştırdığın bir merhaba
Şimdilerde bir annenin rahminde çocuk olarak büyümekte
Boşverdim, hoşgeldin.
5.0
100% (3)