5
Yorum
22
Beğeni
5,0
Puan
647
Okunma
Sessizliğin ten terinde
dizesi eksik akşamlar
şiir kokan ellerime
şehrin sokaklarıyla girer
hani özlersin dili tutulan uçurtmalarda
sabrı kuşanmış perdeyi
esmer çığlıkların uçurum kavgası
çarmıhına düş çocuklarını sererken
hani gölgeler genişler saçağında şarkılarla
büyür papatya kokusunda ölüm
karışır her şey birbirine de
doğrulamazsın
kıyıdaki camın yarısına sis çökmüş
seyrettiğim ihmaller kuşsuz iklimlerin
efkar yolu
dönelim ve kaçıralım sularını
hayallerin ikizine berrak bir baharla
ısıt gözlerimi güneş
ay dördün ilk dördünde
kadife güller..
kar yağarken
gece kamaşığı bakışlarına çarpıp duruyorum
bir fısıltıyla kavrayıp uykunu
nehirler seriyorum
rüzgârın şalvarı desenli çiçekler açarken
her şey hızla yaşlanmakta
bana ne gölgelerin aşınmış
sahnelerinden
salkım bağlarının iri tanelerinde sıcak
fenerli yalnızlığın penceresine aydınlığını vurur
toprağın buğu sırrıyla sallanan boşluk
göğsümün sarı ağacı
ayna yüklü sayıklaması
içimdeki masal’a
eğilip durmaktayım
cümlelerimin çizdiği hamağa
avuçlarıma çözülen dünya
ıslak dudaklarıma sarılı su
gecelerce buğday büyüten
utangaç bir yağmur yağıyor
ruhumun zakkumlu kozasına
damlasında omuzlarım
öyle güzel bahçe
kalbindeki tohumu bana büyüt çocuk
...
5.0
100% (11)