38
Yorum
92
Beğeni
0,0
Puan
1217
Okunma


köklerinden başlayarak sararım ağaçlarınızı
en onulmaz dik kayalarda açar çiçeklerim
soluk aldırırım sıkışmış bulutlardan yağarken
gözlerinizin dibini yakan acıyım
şairim
açın avuçlarınızı
ne kadar mavi ne kadar umut varsa dolduracağım
karanlıktan ışığa yol bulup açar tomurcuklarım
yıkacak bütün tutsaklıkları
bir yöne yağmayacak barış
öyle kocaman, öyle çoğul ki gönlüm
evreni kaplar dokusu
ipek ipliklerle türk işi işleyen kız
bir ülkeyi dokuyayım derken
dünyayı örmek ister rengarenk nakışlarla
o işledikçe yıkmaya çalışır eller
yılmaz
her gün şafağı bekler!
beyaz bir bayrak görse
batmaz der bu gemi
güçlüdür fırtınalara direnen gövdesi
değildir çürük kof çürük ağaçtan
o hiçbir zulme boyun eğmemiş
nasıl çalkantılardan geçmiştir
yoz bir buyruk mu devirecek direği
halk değildir inen tahttan
tutsaklığa boyun eğen!
isterse yine Samsun’a çıkar Atatürk
halk avucunu ısıtarak
yine hep birden açar çiçekler baharla
yine sürer dondurucu günleri
yine biter kardelenler!
şairim
izlerini sürerim Nazım’ın
köpük köpük kabarır Karadeniz
hasretle öperim Anadolu’nun ellerinden
bir çınar altında kabarır yüreğim
aklım seslenir akla
düşme der tuzaklara
neden aklı zincirlenir halkın
gurbette gibi yaşarım
altımdan çekilir ince bir kilim
çekilir de toprağım
dize dize d’ağlarım!
bir ağaç altı ararım özgür, hanımelleri kokan
özgür yürekli halkımın
bahçelerinde!..
Nazik Gülünay
Şiirimi güne değer gören
Edebiyat defteri seçici kuruluna çok teşekkür ederim..