10
Yorum
24
Beğeni
0,0
Puan
589
Okunma

Nevbaharı düşlerken düştüğümüz hâle bak
Milletimin yarısı kinde rakipsiz bugün
Perişan bedenlerde göz yaşlı gönül kurak
Tefrikanın tanrısı dinde rakipsiz(!) bugün
İnsan darbe yedikçe müsbet için emekte
Gönül, bastığı yerin altını dilemekte
Dikişe yer kalmadı umuda yama ekte
Girdaplı her yürekte kuyular dipsiz bugün
Sebep sevinç dese de mendil arayan yaşlar
Şahittir klavyeler gururu kırık tuşlar
Nerde eski dostluklar... sevgi dolu bakışlar
Kaşlar kurşun atıyor; kelam edepsiz bugün
Libas-ı aşk ararken hasletten üryan anlar
Ne bilsin haslet nedir kavga için yananlar
Nifaka yatak serip kâbusla uyananlar
Huzurdan yana fakir, hazdan nasipsiz bugün
Ar adap ahlak dersi konsa da okullara
Rağbet sözün kemine, kabasına, kallara
Aslansız bu vatanda gün doğmuş çakallara
İtler salıverilmiş, tasmasız, ipsiz bugün
O yüzden ilham bîtap, bercesteye bakan yok
O yüzden bir asırdır ismi öne çıkan yok
Edebî damar kuru, kafiyelerde kan yok
Aşk, sevgi, heyecan yok; kalem edipsiz bugün
Kim derse ki; "Yaşasın! Nihayet insanlar hür"
Hiç çekinme kalemim; ağız dolusu tükür!
Hür yok mu hiç? Var elbet; şeytan ve nefis özgür
Öfkenin sedası gür, sevgi sahipsiz bugün
Mecit AKTÜRK
Ümmühan Kardeşimden;
NİYET...... Kral, atına binip arazide dolaşırken, sıcaktan hararet basmış ve boğazı kurumuş.
Su ihtiyacını giderecek ve kendisine ferahlık verecek bir şeyler yeme, içme ihtiyacı duymuş...
Etrafına bakınırken, bir nar bahçesi görmüş. Atını o yana doğru sürüp, bahçede çalışan delikanlıya selam vererek;
“-Bana bir nar ikram eder misin?”
diye sormuş.
Delikanlı;
“-Hayhay, memnuniyetle”
cevabını vermiş...
Biraz sonra, elinde güzel bir narla Kral’ın yanına gelmiş. Kral, narı ortadan ikiye bölüp,
bir yarısını yemeye başlamış.
Bir yandan da;
“Oh! Ne güzel nar!”
diye mırıldanmış.
Derken, gözü nar bahçesine doğru kaymış.
Farkında olmadan; önce ağaçları, sonra dalları, daha sonra narları saymış. Arkasından, takdir duygularına haset kaygıları karışmış. İçinden;
“Keşke bu nar bahçesi benim olsaydı.
Acaba sahibi kimdir ve nasıl elde edilir?” diye düşünmeye başlamış...
Bu sırada, narın bir yarısı bitmiş, sıra öteki yarısına gelmiş.
Fakat, anlaşılmaz bir biçimde, tadı değişmiş
ve alabildiğine kötüleşmiş.
Kral, hayretler içinde;
“Evlat, bu ne iştir?
Narın bir yarısı çok güzeldi, öteki yarısı bozuk çıktı” demiş.
Delikanlı, bilgece bir gülümseyişle;
“-Efendim, Kral’ın niyeti değişince, narın tadı da değişti” cevabını vermiş.
Niyetler güzel oldukça herşeyden tad alınır...
Niyet bozuldukça herşeyin anlamı ve tadı da bozulur...
Sonsuz teşekkürlerimle...