4
Yorum
15
Beğeni
0,0
Puan
897
Okunma
1999 Marmara depremini bana telefonla haber veren babam
Yine büyük deprem oldu vatanımızda dualarını eksik etme
Biliyorum sen cennettesin beni , bizi duyuyorsun ...
Şimdi
Sabahın erken saatlerinde
Õlümüne yudumluyorum bir fincan kahveyi
Gamzelerimde hüznün çilekeş damlaları
Kılı kırk yaran hasretinle
Sarılıyorum yokluğuna
Yokluğun gittiğin on dört şubattan beri ölüme eş
Aklıma
İsmime methiyeler dizen babaannemi çok sevişin geliyor
Bir de beni
Buğulu satırların eşliğinde
Burnumun direği sızlıyor
Titrek parmaklarımla
Can evinden vurulan kızın olarak yazıyorum bunu sana
....
Gittiğin gün
Öyle güzel hüzün seli aktı ki gözbebeklerimden
Bütün ölümlüler kıskandı bizi
Sensizliği hiç bu kadar yakından tatmamıştım
Tanımadık bir yokoluşla
Vura vura dövdüm döşümü
Güya acıya mutluluk hormonlarımla karşı gelecektim
Olmadı
Ve hala dövüyorum bağrımdaki bitimsiz acıyı
Tükenmiyor
Gün geçtikçe güçleniyor
Çok arıyorum saçlarımdaki kırgınlıklara iyi gelen şefkâtini
Âhhh baba
Bütün gemileri yakıp
Çıkıp gelsen diyorum
Geçmişin sis perdesi aralansa öpülesi ellerinde
Karlı güneşler doğmasa şafağa sen kala
Hep seni bekleyen iki belikli kız olsam
Dindirsen hasretin s’ağır çığlıklarını
Kızım deyip sarılsan
Dursa zaman
Öylece kalakalsak
Siyah bir kuğunun
Kırmızı gagasında yansa hüzün
Denize savursa matemin küllerini gurbet rüzgarı
Ölüm bizden ırak olsa
Yaşamak hep senin kollarında can bulsa....
nagihan
14 Şubatı hiç sevmiyorum artık canım babam
Mekanım Cennet olsun
Kalbimdesin
14/02/2008 bizi bırakıp gittin ebediyete 😥😥