1
Yorum
7
Beğeni
5,0
Puan
417
Okunma
gül bahçesine çevirmek vardı tarlaları
dahi bütün kıraçları
tekil sevmelerin yüzünden çamura bulandı yüzüm
sırf bu yüzden terk ettim kendimi
ve Havva ısırığı kaldı boynumda
ve kanımda onlarca Adem mirası
alt üst eden kenti mi
yoksulluğumu yüzüme vurur tavrı
kardeş bilsen ne olacak
Kabil’den beridir Habil’in kanı sular toprağı
toprak kavgası
benlik davası
gem tanımaz ihtirası
güller diksem ne olacaktı
gül de kandan içerdi can suyunu
yoksul olsam da
yoksun değilim sevmekten
üstelik benim sevdam
alttan ısıtmalı üsten itmeli değil
tırnaklarımda kan değil toprak izi
ellerim nasır ,evet yoksulum
emek vermekten yorgun değilim .
acımasız küfürler dolanıyor bazen dilime
bilmediğim ne kadar beddua varsa bulayım diyorum
her şehre ters ev yapmayı gelişme sayan zihniyete
kalleş bir kini paylaşmak nasıl olur adalet
zalim bir yürekten hala bekleniyorsa merhamet
yazık diyorum binlerce kez yazık
gül bahçesine çevirmek vardı tarlaları
dahi bütün kıraçları
evet kömür kokmuyor şehirler
emisyonu ölçülmüyor evlerimizin
beton donandı dört bir yan
inşaat artıkları kirpiklerimize daimi konuktur
nefes almak ağaçların arasında hasret
Adem ile Havva bir yanım
bir yanımda Habil ile Kabil
yitip gitmesin dünyada cennet hayalim
susmak: ihanet
ortaklık: hezimet
katlanmak: eziyet
kabullenmek: afet
yeni yollar yeni sözlere muhtaç ve gül bahçelerine
asalet ne kadar yüce
fazilet ne kadar uygun güne
Sinan Yılmaz
ocak / iki bin yirmi üç
5.0
100% (3)