![]() HÜZÜN
Canımdan içreydi nefesten yakın
Dilimde bir garip besteydi hüzün. Resmime bakıp ta aldanma sakın Yüreğimde deste desteydi hüzün. Kalkardım sabahın henüz beşinde Sırtımda çıkınım davar peşinde Çoraplarım yündü mesim meşin de Başımda ki eski festeydi hüzün. Kücüçüktüm daha on yaşlarında Yalnız kaldığımda dağ başlarında Anamın döktüğü gözyaşlarında Duyduğum o kısık sesteydi hüzün. Yeşiller içinde köyümüz vardı Çok şükür çorbamız çayımız vardı Lakin sekizde bir payımız vardı Sofrada boş kalan tastaydı hüzün. Pazar yerlerinden mahzun geçerdik Yavan ekmek yerdik ayran içerdik Çaresizlik eker yokluk biçerdik Sesimizi örten sustaydı hüzün. Sarı Saffet emmi öldüğü zaman Oğlu Bekir saç baş yolduğu zaman Gözyaşı koynuna dolduğu zaman Onunla tuttuğum yastaydı hüzün. Koyup gittikleri ahşap yapının Davara dayalı kürek sapının Tozlu pencerenin, demir kapının Üzerine sinen pastaydı hüzün Aydın YÜKSEL-ANKARA |
okunası mükemmel şiirdi