9
Yorum
17
Beğeni
5,0
Puan
897
Okunma

Ve kasım da kayıp oldu avuçlarımın içinden üfleyi üfleyi gitti
Aralıkla buluşmuş diyorlar
Üşüyorum ellerimi sobaya sonra kalbime götürüyorum
Dolaptan çıkartım yünden dolamamı
şapkamı eldivenimi
Kış geldi sanırım üşüyor hücrelerim
Habire her kışda çocukluğuma giderim
Rahmetli dedem gelir aklıma
Sobayı yaktığında ezan vaktinde abdest alıp namaza durduğunu izleyip onunla secdeye varırdım
Sanırım o zamanlar alnım secdeyle tanıştı
Ve sonra misafirler gelirdi her daim
Çay sobada hazır beklerdi
-“Salih ağa ,derlerdi ona
bizsiz mi içersin çayları
Olurmu olurmu hoş geldiniz sizsiz olmaz dı
Ellerinden öperlerdi , bende kıskanır koşarak öperdim
ve tepside kan kırmızı çaylar dağıtılırdı
o soğuk kışlarda hem gönülleri yürekleri ısıtandan
Açlar mı susuzlar mı sorulur du evde ne varsa ikram edilirdi
Gelmişden geçmişden anlatırlardı
Ben dedemin dizinin dibinden ayrılmazdım utanırdım koruduğunu hissederdim başımı okşardı
O ara dışarıda dipinin sesi melodi olurdu sanki ıslık çalardı rüzgar
Fazla kalmazlardı
Çünkü erken başlardı hayat
Seher vakti herkes ayakdaydı çünkü
Ve şimdi ben babaanne ve anne anne olduğumda anladım , anladım ki
Torun deyince gözlerim parlıyor yüreğim zıplıyor yanımdan kayıp olurlarsa ben kayıp oluyorum dünya denen karanlık handa
Onlarsız ömrün eşiğinde! Yüreğim cız diyor gibi kapıda rüzgarın ıslık sesi gibi
Gökden kar taneleri gibi yapışıyor tenime hasret
Dünya bir dönme dolap imiş , sırasıyla binip yaşıyor hisediyoruz
Velhasıl yaşıyoruz kader merdivenlerini yavaş yavaş çıkarak hangi handa
Durak ederiz kim bile!
Ayşe Kavak
5.0
100% (11)