3
Yorum
15
Beğeni
5,0
Puan
372
Okunma

tabelasız bir sokaktayım yine,
hafızası harçtan,
taştan yoksun, zamandan ağır bir yük taşıyan.
adımlarımın yankısı bana değil,
başkasının geçmişinden ödünç kalmış.
ışıkları sabit değil,
gölgelere göre yaşayan bir şehir.
ben ise bekliyorum,
zamanın köhne bir kenarında,
her şeyin geçmesini.
bir otobüs geçiyor.
varacağım yeri unuttum ,nereydi?
Bilmiyorum ;
Belki de hep
inilecek bir durak da yok;
bulamadım.
hayat dedikleri şey
sorulara soru sormak mıydı,
yoksa?
cevapları aramak mı?
şimdi susuyorum.duvarlara
bile çarpmıyor zaten avazım,
geçmiş dediğim,üzeri
parke taşlarıyla örtülmüş
bir girdap,yüze çıkmak isteyen ben
biraz da
bende olmayanlar tabii.
Zihnim
bir ara sokakta unutulmuş bir rüya gibi
uyandığında ne yöne ait olduğunu;
hatırlayamaz hâlde.
zaman ileri değil, içe doğru akıyor;
kurcalıyor çilingirli kapıları.
Bir bozuk saatin içindeki sessizlik
gibi dakikalar küskün,
saniyeler eksik duruyor.
bir uzak diyardan gelen çığlıktır
belki kimimizin hâli;
Duyulmayan,
görülmeyen ya da reklam
panolarında takılı kalmış
bir "zaman kaybı!";
çoktan kaçırılmış olan.
karanlıkta filizlenen bir umut yıkılmaz
bir kuleye döner belki,taşlandıkça.
bir düşten uyanır gibi içimden
savurduğum rüzgârın şeklini görüyorum.
gökyüzü puslu bir levha,
bulutlar ise silik hatıralarla dolu
biri ,
çocukluğumun solgun sureti,
biri aynada kaybolan yabancı,
biri yarım kalmış hayallerin gölgesi ,zirveyi göremeyen;
şehir sükût içinde hâl ama suskunluk
çok dil biliyor burada konuşanlar
eksiliyor
ve şimdi,
elimi uzatsam tutacağım tek şey:
geçmekte olan
neden mi?
Geçmişi görüyorum ,bugünü
yaşıyorum, yarınım muamma çünkü.
yelkovan dönerken çevremde;
ben arkasından koşuyorum.
ve o ses:
“Her fânîyi bâkî kılan hikmettir;
çünkü fânîlikten bâkîliğe
geçiş en büyük rahmettir." diyor.
şimdi,elimi uzatsam
gök kubbesine,tutacağım
tek şey:her şeyi silip,
yeniden doğup,
yeni bir ömür yaşamayı dileyip
odaklanmaktır
Ayşe Kavak
5.0
100% (7)