Ödünç alınan son kuruşla ödenen ilk kuruş arasında tabii muazzam bir fark vardır. goethe
redfer
redfer

taze bir nefes

Yorum

taze bir nefes

( 16 kişi )

8

Yorum

23

Beğeni

5,0

Puan

696

Okunma

taze bir nefes

taze bir nefes

Peygamberimiz H.Muhammad Mustafa (s.a.v)in hatırasına ithafen yazılan
Hayat hikayesinin 84.bölümü



bir manzara var karşımızda şimdi
su iyice berraklaştı
her damlanın arkasından
Allah’ın iradesi görünüyor
her lokmanın dudağa dokunuşu
lütf-u ilahi’nin dokunuşu oluyor
o derece yakınlaştık Rahman’a
bir başka yerde yürüyoruz şimdi
aşka doğru adımlarımız

sözlerin yetmediği
ifadelerin kapatamadığı
cümlelerin bağlayamadığı bir yakınlık
söyleyebildiklerimizden daha fazlasını söylüyoruz
dua ediyor olmaktan çıktık
duanın kendisiyiz artık

tüm varlığımızla bir avuç oluverdik de
katından indireceğin her hayra muhtacıyım
demeye durduk
dudağımız, güzellerin dudağına sırdaş oldu
nefeslerimizi en sevgilinin nefeslerine bitiştirdik

bile isteye razı olduğumuz açlık ve susuzlukla
dünyaya tokuz artık
gövdemizin telaşlarından azadeyiz
arzın çekim alanından sıyrıldık
semanın cazibesine tutulduk
kanatlarımızı takındık
hep altında kaldığımız ihtiyaçlarımızın
üzerinden geçiyoruz artık

ruhumuzla baş başayız artık
mahremimiz oldu kalbimiz
belki ilk defa
ruhumuzla dolaşıyoruz yeryüzünde
niyetimizle var olmanın tadına varıyoruz
eylemlerimizden istifa ediyoruz

dünya avuçlarımızdan kayıyor
ağırlıklarımızı atıyoruz
ruhumuz yeniden üfleniyor bize
taze bir nefes gibi
katılıklarımız buharlaşıyor

gizli yollar buluyoruz kalpten kalbe
aynı kabın içinde yeniden yoğruluyoruz
ürkerek de olsa
sevdiklerimizin ruhuna dokunmayı öğreniyoruz
aramızda adı konmamış bir sözleşme var
sessiz sırdaşlar olmanın keyfiyle
göz kırpıyoruz birbirimize

selam ve aleykum…
birbirini bütünleyen
cevher ve öz
çelik ve su gibi
selam olsun

ıslak bir süzülüş
tebessüm dolu dudaklardan
kıyamda bir ayet
kaidede bir tahiyyat
bir arkası yarın sanki

kutlu elçiye selam olsun
veren dil
alan dilden üstündür
sev beni
sevdir beni
sevindir beni
selam olsun sevenlere

*
ensar kadınları mekke sokaklarına dökülmüşlerdi
gelen orduyu seyrediyorlar
hz. resulullahın sağ salim
gelip gelmediğini görmek istiyorlardı

islam ordusu
7 şevval cumartesi günü akşam üzeri
medine’ye giriyordu
kadınlar şehid olan erkekleri için ağlıyorlardı
bunu duyan resul-i ekremin de gözlerinden yaşlar aktı

atı üzerinde bulunan peygamberimize
bir kadın yaklaştı
bu kadın, efendimizin atının dizginini elinde tutan
sa’d bin muaz’ın annesi
ubedy kızı kebşe idi
uhud’da oğlu amr bin muaz’ı şehit vermişti

içi acıyla buruk buruktu
resul-i ekreme iyice yaklaştı
onun nurani simasına başını kaldırıp baktı
babam, anam sana feda olsun, ya resulallah
seni sağ salim gördüm
sen sağ salim olunca
hangi felakete uğrarsam uğrayayım
bana hiç gelir

bu cümleler gerçek imanın
resul-i erkeme sonsuz sadakatin ifadesiydi
şehit düşen oğlunu sormuyor
hz. resulullahın sağ salim dönmesinden dolayı
hadsiz sevinç duyuyordu

resul-i ekrem de bu kahraman islam kadınına
şehit olan oğlundan dolayı taziye diledi
şu müjdeyi verdi
ey sa’d’ın annesi
sana ve onun ev halkına müjdeler olsun ki
onlardan şehit düşenlerin hemen hepsi
cennette toplandılar ve birbirlerine arkadaş oldular
onlar ev halklarına da şefaat edecekler

sonra da kebşe hatunun arzusu üzerine
ev halkına şu duada bulundu
Allah’ım…
onların kalplerinde bulunan üzüntüleri yok et
geri kalanlarını da geride kalmışların en hayırlısı kıl

kalbi nübüvvet iksiriyle temas halinde olan sahabinin
Allah ve resulü için göze alamayacağı fedakarlık
zahmet ve meşakkat yoktu
öz evladını da kaybetse
bu yolda yine sabırlı
yine mütehammil olurdu

islâm davasının ancak fedakarlıklar
ferağat ve meşakkatlerle yücelebileceğini
gayet iyi biliyordu
islam uğrunda resulullah uğrunda
gösterilecek fedakarlıkların
Allah katında en makbul fedakarlık olduğunun
derin şuurunda idiler

onun içindir ki kainatın efendisi
onlar hakkında şöyle buyurmuştur
Cenab-ı Hak, sshabımı
nebi ve resuller hariç
bütün alemin üzerine üstün ve seçkin kıldı

uhud’dan dönen sahabiler
mağlubiyetin kalblerinde meydana getirdiği acı
buruk bir hava içinde evlerine dağılırken
efendimiz de hane-i saadetine gitti
kızı hz. fatıma’ya kılıcı zülfikarı uzatarak
yavrucuğum, al bunun kanını yıka
vallahi o, bugün yapacağı vazifeyi bihakkın yaptı…

kainatın efendisi ümitli idi
tattığı bu acı mağlubiyetten dolayı
asla meyus değildi
hak ve hakikatin er geç
şer ve batıla galip geleceğini çok iyi biliyordu
kızı hz. fatıma’ya söylediği şu sözler
bu gerçeği aksettiriyordu

Allah, fethi bize nasip edinceye kadar
müşrikler bizi bir daha böyle
bir musibete uğratamayacaklardır

medine’ye gelen peygamberimiz (s.a.v.)
hala müşrik tehlikesinden emin değildi
yarı yoldan dönüp
ehre ani baskın yapma tehlikesi
her an söz konusu idi
bu sebeple bütün gece müslümanlar
hane-i saâadetin kapısında nöbet tuttular

uhud mağlubiyeti neticesinde
birçok müslüman kadın dul kalmış
birçok anne ciğerparelerini kaybetmiş
birçok çocuk da yetim kalmıştı
hepsi de acılarını dindirmek
üzüntülerini giderip ruhlarını teselliye kavuşturmak için
efendimize koşuyorlardı
o da onların dertlerine derman olmaya çalışıyordu

üceyr isminde melek yüzlü bir çocuk da
efendimize yarasının sarılması için koşanlar arasındaydı
uhud’da babası akrabe şehit olmuştu
hz. resulullahın huzuruna
babasız kalmanın verdiği ızdıraptan ağlayarak girmiş
onun şefkat ve merhamet duygularını coşturmuştu
resul-i Ekrem, büceyr’in de derdine derman oldu

ey sevimli çocuk
ne diye ağlayıp duruyorsun
sus ağlama
baban ben, annen de aişe olursa
razı olmaz mısın

teklif karşısında
henüz şefkate muhtaç yaşta bulunan büceyr’in
gözlerinin içi gül
üzüntü ve kederini unuttu
babasız kalmanın verdiği eziklik duygusundan kurtularak

babam, anam sana feda olsun ya resulallah
razı olurum elbet
diyerek sevincini izhar etti
resul-i ekrem şefkatli elleriyle
sevimli çocuğun başını okşadı

adın ne diye sordu
çocuk, büceyr dedi
peygamber efendimiz,
hayır … sen beşir’sin" buyurarak ismini değiştirdi

efendimiz uhud’dan medine’ye
cumartesi günü dönmüş idi
pazar günü sabah namazını kıldırdıktan sonra
hz. bilal’i huzuruna çağırdı
şöyle seslenmesini emretti

resulullah, düşmanımızı takip etmemizi size emrediyor
dün, uhud’da bizimle birlikte
çarpışmada bulunmayanlar gelmeyecekler
sadece, uhud’a katılanlar gelecekler

sahabilerin çoğu uhud’dan yaralı dönmüşlerdi
buna rağmen resulullahın
i’la-yı kelimetullah uğrunda
çarpışmak için yaptığı davete icabet etmede
asla tereddüt göstermediler

resul-i ekrem yaralı idi
yüzünde iki halka yarası vardı
alnı yarılmıştı
azı dişi kırılmış
dudağı patlamış
sağ omuzu yaralanmıştı

bu haliyle sefere çıkıyordu.
mescide girip iki rekat namaz kıldı
sonra da zırhlı gömleğini giydi
miğferini başına geçirdi
gözlerinden başka yeri görünmüyordu

bu durumda ordusunun başına geçti
sancağı hz. ali’ye verdi
yerine abdullah bin ümmi mektum’u
vekil bırakarak Medine’den ayrıldı

efendimiz önden üç kişilik bir keşif kolu gönderdi.
biri yorulup yolda kaldı
kureyşliler, diğer iki gözcüyü fark ettiler
fırsat kollayarak onları yakalayıp şehit ettiler

resul-i ekrem,
hamraü’l-esed mevkiine vardı
karargahını orada kurdu
şehit edilen gözcülerden ikisini de
orada bir kabre defnetti

geceleyin yakmak üzere mücahitlere
odun toplamalarını emir buyurdu
gece olunca bütün ateşler yakıldı
yakılan beş yüze yakın ateş
etrafa bir korku ve dehşet saldı

resul-i ekreme
bu sırada tihame bölgesinde oturan
huzaalılardan ebi ma’bed huzuruna geldi
huzaalıların müslümanları kadar
müşrik olanları da efendimize son derece bağlı idiler
olup bitenlerden hiçbir şeyi ondan gizlemezlerdi

ma’bed henüz Müslümanlığı kabul etmemişti
resul-i ekrem efendimize sadık biri idi
ya muhammed
uhud musibeti bizim de gücümüze gitti
Allah’ın onlara karşı sana
sıhhat ve afiyet vermesini dileriz.diyerek
efendimize bir nevi teselli vermeye çalıştı

ma’bed, efendimizle bu konuşmasından sonra
yoluna devam etti
revha denilen mevkide
müşriklerin toplantı halinde olduklarını gördü
onlar, müslümanların üzerine yürümek maksadıyla
bu toplantıyı tertiplemişlerdi

şöyle diyorlardı
muhammed’in sahabilerini
en şerefli ve en cesur adamlarını öldürdük
ancak onların köklerini tamamıyla kazımadık
bu durumda mekke’ye nasıl gideceğiz
onlardan geri kalanlarının da üzerine yürüyüp
işlerini bitirmeliyiz

müşrikler dönüp medine üzerine
yürümeyi düşünüyorlardı
kureyşin reisi ebu süfyan
ma’bed ile karşılaşınca

ey ma’bed, geldiğin yerden ne haber
diye sordu
ma’bed, muhammed ve sahabileri
şimdiye kadar bir benzeri görülmemiş
çok sayıda askerle
takibinize çıktılar cevabını verdi

ebu süfyan hayretle
eyvah …neler söylüyorsun sen dedi
ma’bed gayet sakin bir eda ile,
vallahi, sen buradan ayrılmadan
atların alınlarını görürsün. diye konuştu

ebu süfyan hiddetli hiddetli
vallahi, biz de onlara saldırmak için bir araya gelmişiz
geri kalanlarının da köklerini kazıyacağız
ma’bed, ebu süfyan’ın hiddetine aldırmadan

ben sana,
böyle tehlikeli bir işe girişmemeni tavsiye ederim
vallahi, ben o kalabalığı görünce
haklarında bazı beyitler söylemekten kendimi alamadım
ebu süfyan’ın hiddeti meraka döndü
neler söyledin bakayım…dedi
ma’bed şiirine başladı

çocuklarından ve dehşetli gürültülerinden
az kalsın hayvanım korkusundan yere düşecekti
sanki yeryüzünde insan ve at seli akıyordu
yanlarında mızrak ve kalkanları bulunmayan
silahsız bodur ve şanlı arslanlar koşuyorlardı sanki

ağırlıklarından yeryüzü çökecek sandım
acele yanlarından uzaklaştım
onlar, yalnız olmayan
yardımsız kalmayan reisleriyle yüksekmişler
onlar, sizinle karşılaşınca,
betha vadisi sakinleriyle beraber sallanacak

yazık oldu dedim
ebu süfyan bin harb’a
ben, güneşin altında
kavrulan mekkeliler
onlardan her düşünen kimse için
neticenin dehşetli olacağını haber veren
bir ikazcıyım

anlatmaya çalıştığım ordu ahmed’in ordusudur ki
o ordu bayağı çok insanlardan teşekkül etmemiştir
tavsiflerim ve ikazlarım da
boş laflardan ibaret değil

ma’bed’in şiirini beğenip öven
ebu süfyan’la arkadaşlarının kalplerine korku düştü
müslümanlar üzerine yürüme kararından vazgeçip
mekke’nin yolunu tuttular

resul-i ekrem efendimiz
hamraü’l-esed’de üç gece kaldı
düşmandan herhangi bir hareket görmeyince
medine’ye döndü
bu sefer münasebetiyle inen
ayet-i kerimelerin
bir kaçında mealen şöyle buyruldu

"’yaralandıktan sonra yine
Allah’ın ve resulünün davetine uyanların mükâfatını
Allah elbette zayi etmez
onlardan iyilik edip de vazifelerini hakkıyla yerine getiren
ve kötülükten sakınanlar için
pek büyük bir mükâfat vardır

onlar öyle kimselerdir ki,
insanlar onlara
düşman size karşı büyük bir kuvvet topladı
onlardan korkun dedikleri zaman
onların imanı ziyadeleşti
ve Allah bize yeter
O ne güzel vekildir dediler

redfer

Paylaş:
(c) Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve/veya temsilcilerine aittir. Şiirlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur.
Şiiri Değerlendirin
 

Topluluk Puanları (16)

5.0

100% (16)

Taze bir nefes Şiirine Yorum Yap
Okuduğunuz Taze bir nefes şiir ile ilgili düşüncelerinizi diğer okuyucular ile paylaşmak ister misiniz?
taze bir nefes şiirine yorum yapabilmek için üye olmalısınız.

Üyelik Girişi Yap Üye Ol
Yorumlar
TUĞAL  KÖSEMEN
TUĞAL KÖSEMEN, @tugalkosemen
11.12.2022 12:03:13
5 puan verdi
Harika...
Arı-duru bir anlatı..
Peşli şiirsel anlatılar hepsi de mükemmel.
Değerlii şairim sn.redfer öylesi güzel anlatıyorsunuz ki,inşallah mutlaka kitap olmalı diyorum bu çok güzel eserler.
Kutlarım gönül sesinizi,emeğinizi.
Selam ve saygıyla,esenlik dilerim.
Nurettin GÜLBEY
Nurettin GÜLBEY, @nurettingulbey
10.12.2022 08:24:47
5 puan verdi
Tebrikler Saygıdeğer Üstadım...Anlamlı ve güzel bir şiir,kutlarım...Selam ve saygılarımla...
Osman Akçay
Osman Akçay, @osmanakcay
9.12.2022 20:09:45
5 puan verdi
Şiiriniz için tebrik ediyorum.
Kaleminize gönlünüze sağlık.
Her daim esenlikte kalın.
Saygılarımla.
deniz_tayanç1
deniz_tayanç1, @deniz-tayanc1
9.12.2022 18:58:32
5 puan verdi
Derslerle doludur Uhud savaşı
Rahmanın yoludur Uhud savaşı
Müslüman sınandı Yüce Rasulle
Bereket açıldı Uhud savaşı

Üstadım Allah razı olsun.
Efendimize salât ve selâm olsun.
Sahabe i Güzine selâm olsun.
Allah sizi ve bizi şefaatlerinden mahrum etmesin.
Çok saygımla.
ŞÜKRÜ ATAY
ŞÜKRÜ ATAY, @sukruatay
9.12.2022 17:06:37
5 puan verdi
“Allahümme salli alâ Seyyidinâ Muhammedin ve alâ âlihî ve sahbihî ve bârik ve sellim”
Cenab-ı Hak bizleri Yüce Resûl'ümüzün (sav) şefaatine nail olanlardan eylesin inşallah 🙏
"Bir hayalim vardı
Alemlerin Efendisinin hayatını bir eser haline getirmek" Rabbim nasip etsin inşaallah.
Sayısız şiirlerinizle bizlere Yüce Resûl'ümüzü (sav) her zaman hatırlattığınız için Allah râzı olsun.
Sonsuz selam ve dua ile.
Allah'a emanet olun.
Kul Seyyah
Kul Seyyah, @kul-seyyah
9.12.2022 16:16:26
5 puan verdi
Tebrik ederim. Gönlünüze yüreğinize sağlık. Sizi kutluyorum selam ve saygılar.
Osman NALBANT
Osman NALBANT, @osmannalbant
9.12.2022 15:22:50
5 puan verdi

dünya avuçlarımızdan kayıyor
ağırlıklarımızı atıyoruz
ruhumuz yeniden üfleniyor bize
taze bir nefes gibi
katılıklarımız buharlaşıyor

*** TAZE BİR NEFES *** şiirini, beğeniyle okudum. Nice güzel şiirlere diyor, Şair Arkadaşımı, içtenlikle KUTLUYORUM...
Gülüm Çamlısoy
Gülüm Çamlısoy, @gulum-camlisoy
9.12.2022 14:31:57
5 puan verdi
uzun soluklu bir o kadar içine çeken
selam saygımla deeğrli hocam
© 2025 Copyright Edebiyat Defteri
Edebiyatdefteri.com, 2016. Bu sayfada yer alan bilgilerin her hakkı, aksi ayrıca belirtilmediği sürece Edebiyatdefteri.com'a aittir. Sitemizde yer alan şiir ve yazıların telif hakları şair ve yazarların kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Sitemiz hiç bir şekilde kâr amacı gütmemektedir ve sitemizde yer alan tüm materyaller yalnızca bilgilendirme ve eğitim amacıyla sunulmaktadır.

Sitemizde yer alan şiirler, öyküler ve diğer eserlerin telif hakları yazarların kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. Ayrıca sitemiz Telif Hakları kanuna göre korunmaktadır. Herhangi bir özelliğinin kısmende olsa kullanılması ya da kopyalanması suçtur.
ÜYELİK GİRİŞİ

ÜYELİK GİRİŞİ

KAYIT OL