1
Yorum
10
Beğeni
0,0
Puan
512
Okunma
nasıl olduğunu bilmezsin
tuhaftır ayrılık
ve elleri ceplerinde
birkaç sokak gezersin
mecnunsun belki leylaya varamamış
belki de ferhatsın
dağın eteğinden düşen
nasıl olduğunu bilemezsin
gözyaşlarının
yanaklarını yakması
bazen etrafında
ne kadar çok insan da olsa
yalnız olduğunu anlarsın...
çatlar damarı arsızlığın
yarsızlığın divanında
zikredilirken ismin
kavi dudağını ıslatır bahar
yine çürür vişne
dalından düşmeden
yine saçaklanır rüzgâr
omzunda serçeler ağlarken
nasıl olduğunu bilemezsin
tuhaftır ayrılık
en kötü sözü söyler gece
karanlığından çıkmadan
en kuytu yerde sevişir sözlükler
dilimize daha düşmeden