1
Yorum
7
Beğeni
5,0
Puan
471
Okunma
Sesi titrek ve umutsuz,
Yüzü acının rengiydi.
"Muallimo muallimo Yusuf hasta.
Yusuf öli bundan böyle hiç okula gelemii" dedi.
Seydi’nin gözleri bulutlandı.
Islak ıslak yaş belirdi.
Üç gün oldu gelmedi.
On gün oldu gelmedi.
Yüreğime gam saplandı.
Kalktım gittim Yusuf’a.
Kıvırcık saçlarını okşadım.
Dokundum yanaklarına.
Ayakları buz kesmiş,yanaklar yangın yeri.
Seydi çaresiz.
Seydi beş parasız ..
Çaresi yok ,Yusuf iyi olmalı.
Yusuf okumalı.
Gece, kör karanlık ve Kasım ayı.
Düştük yollara, yollara.
Cılga yollar, uzadıkça uzuyor.
Yusuf’un gözlerinden yaşlar sızıyor.
"Öğretmenim bırak beni öleyim
Uzat ellerini son kez öpeyim."
Tan ağaranda şafak vaktinde,
Hastane önünde sıra sıra hekimler.
Yusuf iyileşecek " bizde" dediler.
Üç gün oldu gelmedi.
On gün oldu gelmedi.
Yusufcuk kuşu gibi yükseldi gökyüzüne.
Ah ettim,vah ettim vurdum dizime
Her sene Kasımın yirmi dördünde
Yusuf’un acısı durur içimde
Ömər Yalçın
24.11.2022
*Bir yaşanmışlık öyküsü
5.0
100% (5)