Şiir düşüyor gözlerime
Bu sessizliğin içinde …
Yanmış yıkılmış
Ülkeler geliyor gözlerimin önüne
Yoksulluğun cirit attığı evlerde
Şiir düşüyor gözlerime
Yönü belirsiz ülkelerde
Ah gülüm, vah gülüm
Beni öldürme
Ben zaten ölmüşüm
Yoksulluktan, evsizlikten,
İşten, kirden pastan, doktorsuzluktan
Susuzluktan, açlıktan
Acıdan yastan
Şiir düşüyor gözlerime
Vakitsiz açan çiçeklerle …
Ülkem yok benim çizilmiş çizgilerle
Soluyorum korkudan
Ay’sız gecelerde
Sayıklarım ismini hecelerimde
Sisli perdelerle …
Şangay kentinde
Magnet bir tren geçiyor
İşçileri taşıyor sabah vardiyasına
Hükümet sansür uyguluyor
Gelen seslere … ölüm pahasına
Özgürlük yuvarlanmış gidiyor
Yamaçlardan tazı hızıyla aşağılara
Şiir düşüyor gözlerime
İmtiyassız bir sessizlik eşliğinde
Gerek kalmadı hançere
Biz düşürmedik mi kendimizi
Bu hallere …
Ben de suçluyum;
Bu dizeleri yazarken size
İpotek koyduğumuz düşüncelerimizle
Gerek varken cesarete
Küçüldük mitoz gibi bölüne bölüne
Ortalık bu yüzden döndü
Faşizmin elinde kan gölüne …
Siperler boşaldı meydanlar gibi
Biz küçüldükçe
Boğulduk kendi karanlığımızda
Bu kadar yük varken omuzumuzda
Sırtlanlar, çakallar dadandı
Bağımıza, bostanımıza ve soframıza
Biz kalktık doymadan kırıntılarla
Yüreği insanlık yerine bir çiviye asınca
Haramiler çoğaldı biz sustukça
Hortumcular cübüş oynuyorlar
Parlamentolarda
Biz ise ter döküyoruz tarlalarda
Didikliyorlar ruhumuzu kanatırcasına
Dikenleri en zarif yerlerimize batıra batıra
Vicdan, ahlak kalmamış bu imansızlarda
Şiir düşyor gözlerime
Özgürlük uğruna
Efsanelik fırtınalarda
Ben düşçü değilim sorma
Mücadelem gerçekler adına
Mendil mendil sardık baharı
Topuklarımıza!
Gelsin diye bizimle
Her adımda
Spartaküs’ün incittiğimiz ruhuyla
Selam Prometeus babaya
İzin var hala umutların
Dalgalanan özgürlük bayraklarında
Şiir düşyor gözlerime
Yüreğin ve alınterinin çığlılarıyla
Yine sürüler sütler verecek kazan kazan
Özgürlüğün sofrasına
Yoksulların coğrafyalarında
Kucaklayacak Hasret Gültekin’imiz
Sazını taşırken kucağında
Pir Sultan adına
Kurulsa da darağaçları
Daralacak kanlı faşızmin alanı
Ve biz işgal edeceğiz Dünya‘yı
Oraklı ve çekiçli bayrağımızla
Şiirin şanlı sofralarında
Ve zehmeri ayında
Devre dışı bırakmayacağız kendimizi
Bu sessizliğin ortasında

Sosyolog Hasan Hüseyin Arslan - Frankfurt am Main, den 19.10.2022