Cemre Telaşlarıgardiyan tutsağı bakışlarına hüzünlerimi düşürdüğüm adam çırpınışlarımın son anlarındayken ben, nice yeminlerin esirinde talan olmuş âşkların z/amansız yok oluşlarındayım... alaz bir ateşin isine mahkum yüreğimle teninden yorgun bir savaşçı edasıyla süzülen terim ne emeklere nişaneyken sen yâr sen! hangi mevsimin izini sürüyordun bensiz? bir dalga boyu arşınladığım suskuların eşiğinde binlerce martı çığlıklarındayken sesimin tınazlığında savrulmayı beklediğin ben iklim iklim hazana sürülürken mevsim ilkbahardı oysa şimdi ise hiç olmadığım kadar hazanım sonbaharın yaprağını döktüğü anlarında ayaza kesmiş bir bulutun cemre telaşındaki sapkın arazlarına maruz sünepe zamanlarına ayak uyduramadığım adını koyamadığım şeysin sen Cennet ile Cehennem arası Araf’ında s/olduğum... hey gidi canına yandığımın dünyası güneşe hasret çocukların Arif’çe hasretinden prangalar eskittiği ve ağlak bulutların gözyaşında ıslandığım gitmelerin en iyi varanı oldum (t)adına kalmalarınsa hep... Taa kendisiydim her yokoluşlarında... ahh yâr gel, gel de... bir buse bahar kondur tebessümle güzüme ah edip bulanmadan gözyaşlarım hüzüne... Kardelen 15.03.2013 Arşiv |